23 Kasım 2008 Pazar

| Hangi gazete magazin, hangisi ekonomi, hangisi siyasi?

Konuyla ilgili birkaç yazı yazmıştım. İlki “Acaba hangi gazete hangi gazetedir?” başlığını taşıyordu. Bu yazıda gazetelerin logolarını birbirinin üstüne yapıştırarak ortaya çıkan kimliksizliğe işaret etmiştim. (Eğlenceli olmuştu doğrusu!) İkinci yazı “Bayide doğru söyler İnternet’te şaşar!”, Grafik Tasarım dergisinde yayımlanmıştı. Daha sonra da “Gazeteler ölüyor mu?” ve “Gutenberg Galaksisi’nin sonunda ‘kapak kızları’ da veda edecek!” başlıklı yazılar geldi.


Las Vegas’ta düzenlenen, dünyanın önde gelen gazete yöneticilerinin ve tasarımcılarının buluştuğu, tasarımın Oscar’ı olarak kabul edilen The Society For News Design (SND) töreninde tasarımda yeni trendler tartışılmış. Hatta Türk gazete tasarımları da masaya yatırılmış.

Batılı bir görsel yönetmen “Türk gazete tasarımları nasıl?” sorusuna “Türkiye’de on beş gün bulundum, hâlâ hangi gazete magazin, hangisi ekonomi, hangisi siyasi anlayamadım.” cevabını vermiş. E, ben bunu yıllardır söylüyorum, ama dinleyen yok. Belki bu Batılı tasarımcının sakalı vardır da dinlenir. Üstelik bir de Batılı olma avantajı var!

Referans gazetesinin haberinden bir paragrafı buraya taşıyorum:

Türk gazeteleri de yaklaşık 10 yıldır birbirine benzeyen tasarımlarıyla aslında bir Türk normunu oluşturdu sayılır. Avrupa’nın yalın, sade tasarımlarına kafa tutan bu tasarımı Türk okuyucusu da beğendi. Birçok gazetenin görsel yönetmeni tepedeki mavinin kalktığı an tiraj kaybedeceğini düşünüyordu, ama Zaman örneği buna iyi bir cevap oldu.

Peki Türk mizanpajı ne olsun? Üstü mavi altı “L” çizen, resimlerin birbirine girdiği, doğadaki tüm renklerin kullanıldığı bir tasarım mı, yoksa sakin, ‘light’, sade okuyucunun gazetesi mi? Türk tasarımı bu iki görüşün ortasında duruyor aslında.

Batılı bir görsel yönetmene sorduğum “Türk gazete tasarımları nasıl” sorunun yanıtı Türkiye’deki tasarım mantığını da özetliyor gibi: “Türkiye'de 15 gün bulundum, hala hangi gazete magazin, hangisi ekonomi, hangisi siyasi anlaşılmıyor.”