3 Temmuz 2006 Pazartesi

| Yazı, Macintosh’unuzun (ya da PC, her neyse) insafına ve kabiliyetine bırakılmayacak kadar önemli bir konudur

Her gördüğümde canım sıkılıyor, en iyisi buradan uyarayım. Bazı sanat yönetmeni ve grafikerlerde (ve de yazarlarda) ünlem imiyle sözcüğün son harfi arasına boşluk koyma gibi yanlış bir alışkanlık var. Bazan soru imlerine ve noktalı virgüllere de aynı muameleyi reva görüyorlar, ama onların sayısı daha az. Oysa ünlem iminin diğer noktalama imlerinden hiçbir farkı yoktur. Allahaşkına, nerden icat ettiniz bunu arkadaşlar?


Tabii bu, genel olarak tipografi başlığı altında incelenmesi gereken bir sorun ki, o konuya girersek kolay kolay çıkamayız. Harfin anatomisi, yazı karakteri, stiller, yazının ölçülendirilmesi, espas, espasta uyulması gereken kurallar, harf espası, sözcük espası, satır espası, negatif espas, göz ortası, espasta özel durumlar gibi konu başlıklarına bir göz atarsak artık ünlem imini de ayrı yazmaya elimiz varmaz herhalde!

Yazının olduğu yerde mutlaka kurallar da vardır. Hat sanatında usta çırak ilişkisi söz konusuydu. Hocayla talebesi yazı konusunda “meşk” eder, bu esnada talebe bütün dikkatiyle hocasının el ve kaleminin hareketlerini izlerdi. Bu derslerde talebe; iyi bir yazının ne gibi özellikler taşıması gerektiğini, harflerin anatomisini, satıra dizilişlerini, espas ve dengeleri yanında hat sanatının temel bilgilerini öğrenirdi. (Aşk olmadan ‘meşk’ olmaz.) O zamanlarda hattat (yazı sanatçısı) tüm yazıyı kendisi yazardı tabii. Oysa şimdi, harfler hazır. Hiç olmazsa bu hazır formları yan yana getirirken imla kurallarına, grafik ve estetik ölçülere uygun davranalım, değil mi?


Eskilerde (Çok değil on beş sene önceden söz ediyorum.) Letraset’le yazı yazmak bir grafiker için çok yararlı bir meşkti aslında. Bu yöntemle harf dizmeyi öğrenen bir grafiker, artık kolay kolay espas hatası yapmamayı iyice bellemiş olurdu.

Bugün Güzel Sanatlar ya da İletişim Fakültelerinin Grafik Bölümü ders konularında bunlar yer alıyor, ama nedense yeni mezun gençlerde bu konuda bir duyarlılık göremiyorum. Sanırım “meşk” noksanlığından kaynaklanıyordur.

Buradan grafik hocalarına bir çağrıda bulunayım: Lütfen, ya çocuklara eskisi gibi Letraset’le temrinler yaptırın ya da yeni teknolojilere uygun bir “meşk” yöntemi geliştirin. Yoksa yazı konusundaki pejmürdelik aldı başını gidiyor.

Oysa grafik tasarımı demek her şeyden, her şeyden önce yazı demektir. Ve yazı, Macintosh’unuzun (ya da PC, her neyse) insafına ve kabiliyetine bırakılmayacak kadar önemli bir konudur.