Pazarlama iletişiminin “cin fikir” bulma gibi bir noktaya indirgenmesi veya böyle bir algı oluşması çok ciddi sakıncalar doğuruyor. Bunu böyle belleyen (özellikle yeni) reklamveren, “cin fikir” ya da “hin slogan” bulan ilk kişinin kucağına zıplıyor. İş “cin fikir bulmak” olunca, tabii işin içine eş ve çocuklar, cin muhasebe elemanları, hin film yönetmenleri gibi pazarlama iletişimi profesyonelleri dışında bir sürü aktör giriyor. Sonuçlarını da izliyoruz.
İletişimde, olumlu etkiyi artıracak ve hayranlık uyandıracak zeka parıltılarına ihtiyaç vardır, “cin fikir”lere değil. Tek başına “zeka” da yetmez, “zeka”nın mutlaka yaratıcılığın şefkatli kollarına teslim edilmesi gerekir.
“Cin fikir”, “hin fikir” demektir. Yani kurnazlık... “Kurnazlık” kandırmaya, “zeka” ise kazanmaya odaklıdır.
Sizce Shell’in son dönem reklam filmlerinde “cin fikir” var mı? Yok. Peki ne var?