Türk turizminin tanıtımıyla ilgili olarak birer yıl arayla iki eleştiri yazısı kaleme almıştım: “Marka adı Törökország!” ve “Kes yapıştır, tak takıştır, Türk turizmini yatıştır!” Bu yazılarda Türkiye markasına yönelik görüşler de yer alıyordu. Bir de “İfadesizliğin erdem olduğu bir ülkenin sattığı bir ruju hangi kadın alır?” başlıklı yazı var. O yeni.
Uzun yıllar, turizm tanıtımı çalışmaları “Türkiye’nin tanıtımı” başlığı altında görüldüğü için beklentiler ve eleştiriler de farklılaşıyordu. Bunların aslında “turizm tanıtımı” çalışmaları olduğu, Türkiye’nin tanıtımı olarak görülmemesi gerektiği yeni yeni seslendirilmeye (ya da duyulmaya) başlandı. Yine de hâlâ bazı sorunlar yaşandığını, dilimizi alıştıramadığımızı bugün Ali Saydam’dan öğrendik.
Ben, konuyla ilgili görüşlerimi genel olarak söz konusu yazılarda uzun uzun aktardığım için söyleyecek yeni bir şeyim yok.
Yeni ihale süreci tamamlandı ve bölgeler bazında ajanslar seçildi. Türk turizminin Rusya’da tanıtımı işini üstlenen Iconisus Reklam Ajansı’ndan Sevgili Emrah Yücel, Rusya için sunduğu kampanya stratejileri üzerinden yazdığı “Turizm Sektöründe Türkiye’nin Markalaşması” başlıklı yazısını ve şık çalışmalarını bana da iletti.
Afiş örneklerinden birkaçını buraya da alıyorum.