20 Kasım 2009 Cuma

| İnternet cesaret işidir

SEVGİLİ FATOŞ KARAHASAN İNTERNET DÜNYASIYLA İLGİLİ BİR SORU SORMUŞ, BEN DE BİRKAÇ CÜMLEYLE CEVAPLAMIŞTIM. KARAHASAN, 16 KASIM 2009 TARİHLİ MİLLİYET’TEKİ KÖŞESİNDE “İNTERNET CESARET İŞİDİR” BAŞLIĞIYLA SÖYLEDİKLERİMİ YAYIMLADI. CEVABIMI, ÖNÜNÜ ARKASINI BİR İKİ CÜMLE BESLEYEREK BURADA TEKRARLIYOR, FATOŞ HOCA’YA DA TEŞEKKÜR EDİYORUM.


Birçok düşünür, yazının icadının insan beyninin çalışma prensiplerini bile değiştirdiğini savunmuştur. İnternet de, yazının icadı gibi, tüm zihinsel paradigmalarımızı değiştiren bir devrimdir. Bir süre kendinden önceki mecraları taklit eden İnternet, etkileşimli ve eşdüzeyli bir iletişim platformuna dönüştüğünde devrimsel niteliğini de kazanmış oldu.

Şimdi, maskeli balo gibi yeni bir sanal kimlik inşa edenlerle gerçek kimliğinin bir uzantısı olarak burada var olanlar, bu etkileşimli ortamı birlikte paylaşıyorlar. Sanıyorum bir gün herkes, İnternet’in sanal ya da halüsinatif değil, gerçek bir dünya olduğunu, gerçek dünyanın sadece bir uzantısı olduğunu kavradığında taşlar yerine oturacak ve ortam kendi ahlakını da yaratmış olacaktır.

İnternet, geleneksel dünyanın yukarıdan aşağıya ve tek yönlü “iletim” ortamının aksine, çok yönlü, etkileşimli, demokratik ve eşdüzeyli “iletişim” imkanı sağlar. Bu da kimileri için ürkütücü bir durumdur. O nedenle İnternet, öncelikle bir zihniyet tercihiyle karşı karşıya bırakır bizi… Sırtında yumurta küfesi taşıyanlar ile yaldızlarının döküleceğinden korkanların, korunaklı siperlerinden çıkarak bağırlarını her türlü etkileşime açabilmeleri pek kolay değildir. Çünkü statünüzü bu ortama taşıyamazsınız. Tüm savunmasızlığınıza ve çıplaklığınıza razı olup burada yeni/yeniden bir konum elde edebilirsiniz ancak.

Bu, öncelikle cesaret demektir; bildiğini paylaşmaya ve bilmediğini kabul etmeye hazır olmak demektir. Hem öğrenme hem öğretme, hem beslenme hem besleme etkileşimine, dahası karşılıklı iknaya açık olmak demektir. Samimiyet demektir. Markalar için de, bireyler için de…