26 Ekim 2009 Pazartesi

| Komşu hakkı

Markaların, satış arttırma hedefleri doğrultusunda çeşitli dönemlerde tüketicilere her zamankinden farklı birtakım avantajlar sunmaları promosyon kampanyalarıyla gerçekleştirilir. Bunlar, bir tane alana bir tane bedava, otuz kupon biriktirene hediye, özel günlerde yüzde bilmem kaç indirim, birtakım meslek mensuplarına çeşitli ayrıcalıklar gibi uçsuz bucaksız bir çeşitlilik sergiler.



Selva’nın, Devletşah Özcan’ın rol aldığı bir filmle başlattığı “Komşu Hakkı” kampanyası da, aslında standart bir promosyon kampanyası olarak “iki paket fiyatına üç paket” ya da “iki paket alana bir paket bedava” şeklinde tanımlanabilecek bir satış arttırma etkinliği formatındadır. Ancak, kampanyanın sosyal yönü anlamlı ve dikkat çekicidir.

Selva diyor ki, “Üç al, iki öde, ama biri komşuna hediye...” Yani, iki paket alınca bir paketi ben sana bedava veriyorum, ama bu üçüncü paket senin için değil, komşuna hediye etmen için... Özel olarak tasarlanan komşu hakkı paketlerinin üzerinde “Paylaşalım muhabbet artsın, bu lezzeti komşum da tatsın.” başlığının altında komşuluğun değerini anlatan bir komşuluk güzellemesi yer alıyor: “Anahtarı unuturum, bizimkileri sende beklerim. Şeker lazım olur, kapını çalar, senden isterim. Evden ayrılırken gözüm arkada kalmaz, sen varsın, bilirim. Kimi zaman çiçeklerimi sularsın, kimi zaman bizim ufaklığa bakarsın. Dilerim ki hayatı paylaştıkça dostluğumuz var olsun, bu leziz makarna da sana küçük bir hediye olsun…”

Tabii “komşu hakkı” paketine standart bir promosyon paketi muamelesi yapanlar, yani onu kendi mutfağında tüketenler olacaktır. Ancak, bu paketlerin ne oranda komşuya hediye olarak verileceğini merak etmemek de mümkün değil. Rivayet muhtelif; kimi bu paketlerin çok az bir kısmının komşuya gideceğine, kimi de Türk insanının bu konuda hassasiyetinin yüksek olduğuna işaret ederek “komşu hakkı” paketlerinin büyük oranda adresine ulaşacağına inanıyor. Bir araştırmayla bunun sonuçlarını öğrenmek çok hoş olur gerçekten.


Bir paket makarnanın komşuya verilecek değerde bir hediye olmadığı düşünülebilir. Doğrudur da... Ancak paketin üzerindeki mesajların yarattığı hoşluk duygusu bu kaygıyı gidermiş oluyor. Nitekim, ‘komşu hakkı” paketi hediye edildiğinde şaşıran, paketin üzerindeki mesajları okuduktan sonra da gözyaşlarıyla komşusuna sarılan hanımlar olduğu, bu gibi dokunaklı manzaraların yaşandığı kulağıma geldi. Bu arada, henüz birkaç gün önce başlayan kampanyayla birlikte, markanın, satış hızına yetişmekte zorlandığını da Selva’dan öğrendiğimi aktarmış olayım.

Ve bir tüketici mesajıyla bu yazıyı noktalayayım: “Kampanyanızı yeni gördüm ve inanın çok mutlu oldum. İnsanlarımızın daha karşı dairesinde kim olduğunu bile bilmeden oturduğu şu günlerde, unutulmaya yüz tutmuş geleneklerimizi yeniden canlandırdığınız, gecmişte komşuya evinin anahtarını bile bırakacak, çocuğunu emanet edecek bir toplum olduğumuzu yeniden hatırlattığınız için sizlere en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Ümidim, herkes bu kampanyanız ile unuttuğumuz komşuluk degerlerimizi hatırlar.”