6 Eylül 2009 Pazar

| “Sudan ucuz” deyimi tarihe karıştı!

The Brand Age’in Eylül 2009 sayısının kapak konusu bu... Dergi, bu başlık altında su kategorisinde lüks markalamayı inceliyor. Yazıda dünyanın en pahalı su markaları şöyle sıralanıyor: Bling H2O, Veen, 10 Thousand BC, Aquadeco, Berg, Lauquen, Finé, Tasmanian Rain, Iskilde ve Equa... Türkiye’de su markaları henüz markalaşma süreçlerini tamamlamadan hızlı bir emtialaşmanın (commoditization) yaşandığı bugünler için ilginç bir kapak konusu seçmiş The Brand Age...


“Litresi 50 dolara satılan Bling marka şişe suyunun macerası, lüks markalamada sınırların ortadan kalktığını kanıtlıyor.” diyen dergi, konuyla ilgili olarak California Üniversitesi’nden Prof. Chiranjeev Kohil’in şu görüşüne yer veriyor: “Tadı, mineral değerleri, sertliği ya da saflığı ne kadar farklı olursa olsun, bir suyu diğerinden ayıran yegane unsur markadır. Çünkü en nihayetinde ‘su’ sudur.”

Marka danışmanı Harvey Briggs’in de, marka değeri ve farklılaşma stratejilerinin izlenmemesi durumunda pazar hakimiyetinin tamamen market markalarının eline geçeceği, böyle bir durumda da satıştaki belirleyici unsurun sadece fiyat politikaları olacağı yönündeki görüşleri aktarılıyor. Türkiye su pazarı ise, bence, marketlerin ‘private label’ yaratma ihtiyacı bile duymayacakları ölçüde emtialaşmış durumda...


Swarovski kristalleriyle bezenmiş mantar kapaklı özel şişelerde litresi 50 dolara sunulan BlingH2O’nun bir Hollywood senarist ve yapımcısı da olan yaratıcısı Kevin G. Boyd’un “Ünlülerin su şişelerini de imajlarının bir parçasıymış gibi yanlarında taşıdıklarını fark edince böyle bir marka yaratma fikri doğdu.” dediğini de öğreniyoruz.

The Brand Age’in bu kapak konusunu okuyanların bir kısmı “İşin suyu çıkmış!” psikolojisine kapılabilirler tabii, kimisi de birtakım dersler çıkarabilir.

Bunun dışında, The Brand Age, yine doyurucu içeriğiyle bayilerdeki yerini alıyor. Erol Batislam, Fügen Toksü, Martin Lindstrom, Martin Roll, Mr. Brand, Murat Şaylan, Onur Yanık ve Rengin Küçükerdoğan aylık yazılarına devam ediyorlar.

Benim bu ayki yazım ise “Bir idea olarak marka ve bir ideogram olarak logo...” başlığını taşıyor.