Zaman zaman raflarda gözüne kestirdiği doğal, zeytinyağlı, badem yağlı ya da fonksiyonel sabunlardan alır, bu sabunların da kimisi bir süre için süs amaçlı kimisi de işlevine uygun olarak kullanılır. Birkaç ay önce, yine markasını tanımadığım bir sıvı el temizleyicisi gördüm banyoda... Marka adı New Era, alt marka Olive... Hobby Collection ürünü... Ürünün ve ambalajının renk kodlaması, zeytinyağlı sabun kategorisine uygun olarak yeşil tonlardan oluşuyor. Etiketin sol tarafında da “background’ şeklinde bol miktarda yeşil zeytin tanesi kullanılmış.
Neyse, şu anda şişe yarısına kadar boşaldı boşalmasına ama, benim içime birkaç gün önce bir kurt düştü. Bu zeytinyağlı sabunda acaba ne miktarda zeytinyağı kullanılmıştı? Öyle ya, daha önceden tanımadığım bir marka... Hemen içerik bilgilerine baktım, öndeki kocaman “Olive” yazısı dışında, içerikte benzer bir ibare göremedim. Ben oranı merak ederken, üründe zeytinyağından hiç mi eser yoktu yoksa? İçerik bilgilerini üşenmeden yazacağım, belki bu karmaşanın içinde “zeytin”e benzer bir şey bulan olur: “Aqua, Sodium Laureth Sulfate, Cocoamidopropyl Betaine, Glycerin, Cocoamide DEA, Sodium Chloride, PEG-7 Glyceryl Cocoate, Parfüm, Benzyl Alcohol, Methylchloroisothiazolinone, Methylisothiazolinone, Citric Acid, Benzophenone-4, Linalool, Amyl Cinnamal, Hexyl Cinnamal, Cl 15985, Cl 42090.”
Aslında Nesrin Hanım, aldığı ürünlerin bu minik puntolu bilgilerini genellikle okur ama, o gün ya yakın gözlüğünü evde unutmuş ya da bu karmaşa arasında “olive” eksikliği gözünden kaçmıştı.
Bu yazıyı yazmadan önce, bir haksızlığa meydan vermemek için markanın sitesine göz attım. Ve meseleyi de çözdüm. Hobby’nin New Era isimli bir markası ve bu markanın Olive isimli bir ürün serisi vardı. Olive Body Butter, Olive Body Cream diye başlayan ve “Doğadan size bir hediye...” mottosuyla sunulan seri tam yedi adet üründen oluşuyordu. Ürünlerin tanıtım yazılarını okumaya başlayınca duyduğum şüpheden biraz utanır gibi oldum doğrusu... Tanıtım yazıları “İçeriğindeki zeytinyağı ve yoğun etken maddeler sayesinde…” diye başlıyordu. Sabırla sayfanın altına doğru inerek “Olive Sıvı Sabun”u buldum. Allah aşkına tanıtım yazısını bir okuyun: “Olive Sıvı Sabun’un doğal ve büyüleyici kokusunun rahatlatıcı ve sakinleştirici etkisi ile elleriniz mis gibi kokar. Yoğun etken maddelerden oluşan özel formülü sayesinde cildinizin nem dengesini koruyarak ellerinizi kolayca temizler. Her cilt tipine ve cilt pH değerine uygundur.” Yani, “doğal ve büyüleyici”, “rahatlatıcı ve sakinleştirici” gibi bolca geyiğin yer aldığı, ama zeytinyağından eser olmayan bir tanıtım yazısı…
Aslında bu sıvı el temizleyicilerinin çok önemli bir kısmı sabun değildir. Bu nedenle Sodium Laureth Sulfate gibi deterjan hammadesinin kullanıldığı bu ürünlerin üzerine “sıvı sabun” ibaresinin yazılmasının yasak olduğunu sanıyorum, ama herkes yazabildiğine göre çok da emin değilim. Vatandaşta da bir ağız alışkanlığı var, herkes bu ürünlere “sıvı sabun” diyor. Hadi bunu anladık da, alt marka adı bile “Olive” olan, ambalajının her yanından zeytin taneleri fışkıran böyle bir ürünün aslında zeytinyağıyla falan hiçbir ilgisinin bulunmaması nasıl iştir, anlayamadım. Doğadan bize bir hediyeymiş!
Mesela bir zeytinyağı üreticisi, “doğal sızma”, “erken hasat” ve benzerleri gibi ürünlerden oluşan bir zeytinyağı serisi yapsa, bu serinin içine de bir tane ayçiçek yağı ilave edip ambalajının üstüne zeytin taneleri serpiştirse, etiketine de sadece “sıvı yağ” yazsa olur mu? Veya, ne bileyim, mesela lüks bir çikolata serisi yarat, sonra da bu serinin arasına aynı ambalaj kodlamasıyla uyduruk bir “pralin” ekle, olacak şey mi?
Bu gibi durumlarda kamu otoritesinin en önemli görevi haksız rekabeti önleyecek adil bir pazarın koşullarını oluşturmaktır, çünkü gerçekten zeytinyağlı sıvı sabun üreten markalar bu “üçkağıt” karşısında ciddi bir şekilde zulme uğramış olmaktadırlar. Ama burayı da geçtim, kimbilir pazarlarda ne kadar çok böyle yanıltıcı ürün vardır? Dikkat edin!
Bu yazıyı, gördüğünüz gibi belki gereksiz yere bu kadar uzun, ama oldukça soğukkanlı bir dille yazmamın sebebi, hem cılız ve eksik gedik de olsa zaman zaman markalaşma yolunda adımlar atan Hobby gibi bir markanın böyle bir “Şark kurnazlığı” ile kendi ayağına kurşun sıktığını anlatabilmek hem de bu gibi yollara tevessül eden veya etmeye kalkışacak başka markaları da nazik bir dille uyarmak içindir.
Çünkü bu yol, yol değil!
Neyse, şu anda şişe yarısına kadar boşaldı boşalmasına ama, benim içime birkaç gün önce bir kurt düştü. Bu zeytinyağlı sabunda acaba ne miktarda zeytinyağı kullanılmıştı? Öyle ya, daha önceden tanımadığım bir marka... Hemen içerik bilgilerine baktım, öndeki kocaman “Olive” yazısı dışında, içerikte benzer bir ibare göremedim. Ben oranı merak ederken, üründe zeytinyağından hiç mi eser yoktu yoksa? İçerik bilgilerini üşenmeden yazacağım, belki bu karmaşanın içinde “zeytin”e benzer bir şey bulan olur: “Aqua, Sodium Laureth Sulfate, Cocoamidopropyl Betaine, Glycerin, Cocoamide DEA, Sodium Chloride, PEG-7 Glyceryl Cocoate, Parfüm, Benzyl Alcohol, Methylchloroisothiazolinone, Methylisothiazolinone, Citric Acid, Benzophenone-4, Linalool, Amyl Cinnamal, Hexyl Cinnamal, Cl 15985, Cl 42090.”
Aslında Nesrin Hanım, aldığı ürünlerin bu minik puntolu bilgilerini genellikle okur ama, o gün ya yakın gözlüğünü evde unutmuş ya da bu karmaşa arasında “olive” eksikliği gözünden kaçmıştı.
Bu yazıyı yazmadan önce, bir haksızlığa meydan vermemek için markanın sitesine göz attım. Ve meseleyi de çözdüm. Hobby’nin New Era isimli bir markası ve bu markanın Olive isimli bir ürün serisi vardı. Olive Body Butter, Olive Body Cream diye başlayan ve “Doğadan size bir hediye...” mottosuyla sunulan seri tam yedi adet üründen oluşuyordu. Ürünlerin tanıtım yazılarını okumaya başlayınca duyduğum şüpheden biraz utanır gibi oldum doğrusu... Tanıtım yazıları “İçeriğindeki zeytinyağı ve yoğun etken maddeler sayesinde…” diye başlıyordu. Sabırla sayfanın altına doğru inerek “Olive Sıvı Sabun”u buldum. Allah aşkına tanıtım yazısını bir okuyun: “Olive Sıvı Sabun’un doğal ve büyüleyici kokusunun rahatlatıcı ve sakinleştirici etkisi ile elleriniz mis gibi kokar. Yoğun etken maddelerden oluşan özel formülü sayesinde cildinizin nem dengesini koruyarak ellerinizi kolayca temizler. Her cilt tipine ve cilt pH değerine uygundur.” Yani, “doğal ve büyüleyici”, “rahatlatıcı ve sakinleştirici” gibi bolca geyiğin yer aldığı, ama zeytinyağından eser olmayan bir tanıtım yazısı…
Aslında bu sıvı el temizleyicilerinin çok önemli bir kısmı sabun değildir. Bu nedenle Sodium Laureth Sulfate gibi deterjan hammadesinin kullanıldığı bu ürünlerin üzerine “sıvı sabun” ibaresinin yazılmasının yasak olduğunu sanıyorum, ama herkes yazabildiğine göre çok da emin değilim. Vatandaşta da bir ağız alışkanlığı var, herkes bu ürünlere “sıvı sabun” diyor. Hadi bunu anladık da, alt marka adı bile “Olive” olan, ambalajının her yanından zeytin taneleri fışkıran böyle bir ürünün aslında zeytinyağıyla falan hiçbir ilgisinin bulunmaması nasıl iştir, anlayamadım. Doğadan bize bir hediyeymiş!
Mesela bir zeytinyağı üreticisi, “doğal sızma”, “erken hasat” ve benzerleri gibi ürünlerden oluşan bir zeytinyağı serisi yapsa, bu serinin içine de bir tane ayçiçek yağı ilave edip ambalajının üstüne zeytin taneleri serpiştirse, etiketine de sadece “sıvı yağ” yazsa olur mu? Veya, ne bileyim, mesela lüks bir çikolata serisi yarat, sonra da bu serinin arasına aynı ambalaj kodlamasıyla uyduruk bir “pralin” ekle, olacak şey mi?
Bu gibi durumlarda kamu otoritesinin en önemli görevi haksız rekabeti önleyecek adil bir pazarın koşullarını oluşturmaktır, çünkü gerçekten zeytinyağlı sıvı sabun üreten markalar bu “üçkağıt” karşısında ciddi bir şekilde zulme uğramış olmaktadırlar. Ama burayı da geçtim, kimbilir pazarlarda ne kadar çok böyle yanıltıcı ürün vardır? Dikkat edin!
Bu yazıyı, gördüğünüz gibi belki gereksiz yere bu kadar uzun, ama oldukça soğukkanlı bir dille yazmamın sebebi, hem cılız ve eksik gedik de olsa zaman zaman markalaşma yolunda adımlar atan Hobby gibi bir markanın böyle bir “Şark kurnazlığı” ile kendi ayağına kurşun sıktığını anlatabilmek hem de bu gibi yollara tevessül eden veya etmeye kalkışacak başka markaları da nazik bir dille uyarmak içindir.
Çünkü bu yol, yol değil!