Çince’de ‘kriz’ sözcüğü, ‘tehlike’ ve ‘fırsat’ sözcüklerini simgeleyen ideogramlar yanyana getirilerek yazılırmış. İlginç! Bizde de her kriz ortamında “krizi fırsata dönüştürmek” diye bir laf tedavüle girer ve yüreklere sular serpilir. [FOTOMANİPÜLASYON: ALEXANDER KRUGLOV]
Bu gibi ortamlarda krizde reklam yapanın kazançlı çıkacağı da, geçmiş krizlerden örnekler sunularak her seferinde dile getirilir. Peki, öyle midir gerçekten? Hem evet hem hayır! Daha doğrusu bazıları için evet, herkes için hayır...
Antonio Gramcsci, “Eskinin yok olduğu, yeninin ise henüz doğmadığı andır.” diyor krizi tanımlarken... Bir halden başka bir hale geçiş süreci yani... Taşların yerinden oynadığı, bağlamın dağıldığı, koşulların tepetaklak olduğu, önleme ve öngörme mekanizmalarının göçtüğü, korku ve paniğin kol kezdiği dalgalı bir süreç... Bu kırılma noktasının ardından dalgalar durulduğunda ise yepyeni koşullar oluşmuş, ‘eski’ ölmüş, ‘yeni’ doğmuş olur. Artık yeni koşulların hüküm sürdüğü yeni ortamda, eski pratiklere karşı geliştirilmiş olan hiçbir idame faaliyeti, hiçbir savunma mekanizması işe yaramayacaktır.
Eski koşullara tâbi olanların son derece kırılgan hale geleceği yeni ortam, yeni koşulları sıçrama tahtası yapabilecek devrimci karakterler için gerçekten de yeni fırsatlar sunabilir. Eski oyuncular için tehdit, yeni oyuncular için fırsat!..
Soruyu tekrar soralım: Krizde reklam yapanlar gerçekten kazançlı çıkar mı? Şunu kabul edelim ki reklam, ekonomik hayatın canlılığını sürdürdüğünün en önemli göstergelerinden biridir. Bu bakımdan bir şekilde herkesin işine yarar. Fakat, krizde reklam yapan herkesin kazanacağını iddia etmek mümkün değildir. Hatta bir züğürt tesellisinden ibarettir.
Ancak, eski stabil ortamın koşullarından dolayı kıpırdayacak imkanı bulamamışken yeni koşulları doğru okuyup yeni ortama uyum yeteneği gösteren, hatta bu koşulları fırsata dönüştürmesini bilen devrimcilerin, her dönemin stratejik enstrümanı olan reklamla kazanacaklarını söylemek kesinlikle bir “kriz geyiği” olarak değerlendirilemez.
Reklamdan kaçanların kaybedeceklerini söylemek için ise hiçbir kayıt ve şart aramaya gerek yoktur.
Güncelleme [ 5 KASIM 2008, ÇARŞAMBA ]
Ali Saydam, “Her krizden herkes için fırsat doğmaz” başlıklı bugünkü yazısında “Şu sıra bir kriz-fırsat söylemidir gidiyor... Neredeyse bazıları ‘İyi ki kriz çıktı’ diye sevindirik olacak... Oysa krizlerde fırsat, ancak değişimi görüp onu tetikleyenler için çıkar. Yani sadece gelecek tasarımı yapabilenler için fırsat vardır krizlerde...” paragrafıyla başlamış, “Dilerseniz guruların peşine takılır ‘Krizlerden fırsat doğar palavrasıyla’ da avutabilirsiniz kendinizi...” cümlesiyle bitirmiş.
Haklı.