6 Nisan 2006 Perşembe

| Vitra ve Artema’nın logoları daha yeni değişmemiş miydi?

Evet. İki yıl oldu mu, bilmiyorum. Tekrar bir logo değişimi için çok kısa bir süre tabii... Logolar eskir ve değişir, dogal bir süreçtir bu. Aslında logolar eskimez de, biz yenileniriz, estetik algılarımız değişir. Tabii iki yılda değil! Yeni değişikliği elmaaltshift'ten okudum.


Eczacıbaşı, marka yönetimi konusunda gerçekten iyi kuruluşlarımızdan biridir. Geçen seferki hatayı nasıl yaptılar, anlayamamıştım. Öyle sağa sola tepki mailleri gönderen, telefonlar eden, mektuplar yazan bir adam değilimdir. Ama Vitra ve Artema markalarına gerçekten değer verdiğim için, elbette sonuç alamayacağımı bile bile bir mail göndermiştim kendilerine... Mailin kaydı bende yok, ama kendilerinde vardır. Kısaca bu logo değişikliğinin çok başarısız bir operasyon olduğunu, yeni çalışmaların mevcut çalışmaların bile gerisinde kaldığını, bunlar için yurtdışından hizmet alınmış olmasının sonucu değiştirmediğini falan söylemiştim. Tabii o kadar kuruldan geçmiş, belki milyon dolarlar ödenmiş çalışmalar benim mailimle çöpe atılacak değildi ya! Keşke atılmış olsaydı, operasyon maliyeti kesinlikle çok daha düşük olurdu. Geçen zamanın maliyetiyse hesap bile edilemez.

Bazı firmalarımız marka ve kurum görsel kimlik çalışmalarını yurtdışında yaptırmayı tercih ediyorlar. Hiçbir itirazım yok. Ama burada hizmeti satın alanların bakış, görüş ve değerlendirmeleri çok önemli... Seçiciler ve kriterleri sağlam olursa, bugün itibariyle bu hizmetin ülkemizden alınması da pekala mümkündür. Hele Vitra ve Artema'nın değiştirmek zorunda kaldığı logolarını, bu kadar iddialı söylüyorum, eğer işinize yarayacağını düşünürseniz Topkapı'da herhangi bir matbaanın grafik servisinden çıkarabilirsiniz. Hem de milyon dolarlar yerine, yüz yeni lira ödeyerek!


Tüm dünyada yüzümüzü ağartacak işler yapan bu markalarımızı, doğrusu bu logolar kirletiyordu. Yeniler mi? Her ne kadar yurtiçi ve yurtdışı fokus gruplarından geçer not alsalar da markalara katkı sağlayacak, markaların ışığını yansıtacak bir performans görmediğimi söylemeliyim. Ancak, markaların toplam algıları yanında idare ederler diyelim, yani markalar logoları zamanla besler. En azından yeni logolar, eskileri gibi markaları kirletecek arızalar taşımıyorlar yani! Buna da şükür...

Eczacıbaşı'nın yeni logosu da değişecek mi acaba?

Bir gözlem: Yurtdışında çok başarılı referansları olan dizayn kuruluşlarının Türkiye'ye yaptıkları işlerde çok ciddi oranda bir başarısızlık göze çarpıyor. Ya bizi çok küçümseyerek işleri stajyer grafikerlere yaptırıyorlar, ya “Türkler bundan anlarlar!” psikolojisiyle hareket ediyorlar, ya da Fransızlar'ın ünlü sözüne uyup “Doğu için idare eder!” ahlaksızlığına başvuruyorlar. Ne bileyim?

“Ben demiştim.” lafının biraz kabalık olduğunu biliyorum. Ama demiştim!

OKUMA PARÇASI:
Özen Demircan da, Pazarlama Karması’nda başka bir logo öyküsü anlatmış. Denk düştü.