6 Şubat 2006 Pazartesi

| Algı (Os. idrak, şuur, teferrüs, Fr. perception, Al. perception, wahrnehmung, empfindung, erfassung, İng. perception, İt. percepzione) “Nesnel dünyayı duyular yoluyla öznel bilince aktarma.” şeklinde tanımlanıyor. Algı, dış dünyanın duyumlarla gelen imgesinin bilinçte gerçekleşen tasarımıdır. Öznenin, kendisinin dışında olanı alması demektir. Bununla beraber ruhbilimciler ruhsal edimlerle ilgili olarak, dış algıya karşı bir de iç algıdan söz ederler. Gerçek ise, “bilinçten bağımsız olarak var olan”dır. Düşünülen ve tasarımlanan şeylere karşıt olarak var olan… Ancak, şunu söyleyebiliriz ki, bilincin “gerçek”i ne “algı”ladıysa odur. O, kendisinden bağımsız olarak var olan bir “başka gerçek”ten haberdar da değildir.

Burada,
“algı” ve “gerçek”le ilgili felsefi yorumları, psikoloji biliminin elde ettiği sonuçları falan irdeleyecek değilim. Nesneler, canlılar, olaylar, edimler ve eylemlerin “bilinçten bağımsız olarak var olduğunu sandığımız gerçekleri”yle “algı”lar arasındaki derin farklardan zaman zaman örneklere yer vermeyi düşünüyorum. 

“Baykuş” tan başlayalım mı?

BAYKUŞ
Gerçek: Gündüzleri çok sık rastlanmayan, insan içine çıkmayı pek sevmeyen bir kuştur. Geceleri de görebilir. Genellikle geceleri gezmeyi sever. Diğer kuşlar gibi rahatsız edilmedikçe kimseye zarar vermeyen bir canlıdır.

Baykuşlar alacakaranlıkta ve gece beslenen yırtıcı kuşlardır. Baykuşların gözleri çok büyüktür ve ışığı toplayan çubuk hücreleri baykuşların gözlerinde çok sayıdadır. Böylelikle baykuşlar karanlıkta insandan 50-100 kez daha iyi görebilirler. Diğer kuşların tersine gözleri başlarının ön tarafında yer aldığı için baykuşlar üç boyutlu görürler. Boyunlarındaki özelleşmiş kaslar ve 14 omur sayesinde baykuşlar başlarını 270° döndürebilirler. Kulak deliklerinin çok geniş olması çok düşük şiddetteki sesleri duyabilmelerini sağlarken kulak deliklerinin asimetrik oluşu ise baykuşların sesin geliş yönünü dikey olarak algılamalarını sağlar.

Baykuşların böcekler, küçük memeliler, sürüngenler ve balıklar dahil olmak üzere geniş bir dietleri vardır. Özellikle fare neslinin aşırı derecede gelişmesini engelleyerek insanlara yardımcı olurlar. Bu nedenle çiftçi dostudur.

Ve algılar: Anadolu’nun algısında baykuş, uğursuzluk getirir. Baykuş ötmesi felakettir, yanan bir odun alınarak baykuşa atılmalıdır. Damına baykuş konan evden cenaze çıkar. Çünkü o, gecenin şeytani yaratığı olarak bilinir.

Eski Yunan kültüründe Athena’ya ait olup aklı ve bilgeliği temsil eder. O dönemde rüyasında baykuş gören biri bunu bilgelik olarak yorumlarken, günümüzde uğursuzluk olarak yorumlanmaktadır.

Akdeniz adası olan Minorka'da kem gözlere karşı en iyi koruyucunun yine bir başka göz olduğu varsayımıyla tasarlanan baykuş şeklindeki tılsımlar kullanılır. Bugün bile hala popülerliğini koruyan baykuş tılsımlarının, Minorka'da evleri de büyük felaketlerden koruduğuna inanılır.

Baykuş’un, dünyanın önemli bir kısmında uğursuzluğuna inanılırken Minorka’da olduğu gibi bazı coğrafyalarda tam tersi bir inanış da yaygındır.


OKUMA PARÇASI:
Bay Kuş, Baykuş