29 Eylül 2019 Pazar

| Düşünce köprüsü...

Bilgi dolanımının bu denli arttığı çağımızda, bununla ters orantılı olarak düşünce üretimi en büyük sefaletini yaşıyor gibi. Avrupa entelektüel üstünlüğünü kaybederken Amerika kendi dünya siyasetine ön açan sipariş/sentetik üretimlerle oyalanıyor. Bayrağı devralabilecek potansiyeli taşıyanlar ise bırakın düşünce üretmeyi, daha kendi dışındaki dünyanın iki yüz yıllık egemenliğine anlamlı bir cevap verebilmiş değil. Bilgi bilgi derken “düşüncesiz” bir çağa girdik galiba.



Eduardo de Bono’nun, belki daha gündelik mevzular için söylediği şey, bir yandan bu durumu da güzel özetliyor: “Bir kasabaya giden dar bir köprü olduğunu varsayalım. Köprünün önünde trafik yığılması oluyor. Daha geniş, yeni bir köprü yapılıyor. Artık köprü darboğazı ortadan kalktığı için trafik kasabadaki bir sonraki darboğaza kadar rahat akacak, ama bu sefer de orada birikecektir. Bilgi konusunda da aynı şey geçerlidir. Eskiden bilgi eksikliği bir darboğazdı. Darboğaz genişletildi, ama trafik şimdi de bir sonraki darboğazda birikiyor. İşte bu darboğaz ‘düşünce eksikliği’dir.”