Geçen yıl yürürlüğe giren yeni bir yasayla bez afiş ve pankartların şehir içinde kullanımlarına yasak getirilmişti. Ama nedense, İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu yasağa uymadı. Belki belediyeler muaf tutulmuş olabilir, bilmiyorum. İBB, bu süreçte çok etkili bir mecra keşfetti ve bu mecrayı çok da güzel kullandı; üst geçit ve köprülerin alınları... Bir de elektrik direklerinde ‘banner’ uygulamaları vardı.
Daha çok İBB’nin mesajları, zaman zaman da sponsor olduğu sosyal kampanyaların yer aldığı bu pankartların grafik tasarımları bir kamu kurumundan beklenmeyecek ölçüde başarılıydı. Nitekim, organizasyonun başında bulunan arkadaşa, İBB’nin şimdiye kadar hiç bu kadar özenle ve profesyonelce hazırlanmış reklam enstrümanlarıyla karşılaşmadığımızı söyleyerek kendisini tebrik etmiştim.
Son günlerde İBB’nin 3. yıl mesajlarının yer aldığı pankartlar süslüyor (Kirletiyor mu demek gerekirdi?) üstgeçit alınlarını... Tam bir hayal kırıklığı yaşadım. Üç ihtimal var: (1) İBB'nin tanıtım organizasyonunun başında bulunan arkadaş işten ayrılmış olabilir. (2) Eğer hizmet bir reklam ajansından alınıyorduysa “Ne var bunları hazırlamada, biz kendi bünyemizde yapalım, dışarıya para kaptırmayalım!” hastalığı belki buraya da bulaşmıştır. (3) Eğer hizmet zaten “in-house” bir yapıdan alınıyorduysa, bu gibi yapıları “köprüyü geçene kadar dayı” olarak gören kaliteli insan kaynağı zamanı geldiği için tüyüvermiştir belki de!
Ne olmuşsa olmuş, ama yazık olmuş! Yine söyleyeceğimizi söyleyelim: “Güzelleştirmek inşa, çirkinleştirmek ise imha faaliyetidir.”