18 Haziran 2007 Pazartesi

| “Pazarlama, demokratikleştirici bir güçtür.”

SON BİRKAÇ GÜN İÇİNDE KOTLER’DAN BU İKİNCİ ALINTIM OLUYOR, AMA DAHA ÖNCE BURADA DİLE GETİRİLEN GÖRÜŞLERE DESTEK VEREN ARGÜMANLARLA KARŞILAŞINCA BİR ŞEKİLDE NOT DÜŞME GEREĞİ HİSSEDİYORUM. HEP PAZARLAMAYLA DEMOKRASİ ARASINDA AYRILMAZ BİR İLİŞKİ OLDUĞUNU SÖYLEDİM. ONUN İÇİN “SOFT POWER” TEZİNİ BURAYA TAŞIDIM. ONUN İÇİN “SERBEST PİYASA EKONOMİSİ, HERKES İÇİN AYNI ÖLÇÜDE SERBEST Mİ?” DİYE SORDUM. ONUN İÇİN “ÜSTÜME VAZİFE OLMAYAN MEVZULAR”A BURNUMU SOKTUM. VE YİNE ONUN İÇİN “ÇOĞULCU PAZARLAMA”DAN, “KAPİTALİZMİN BEYNİNİN SAĞ TARAFI”NDAN VE “ÜRETİŞİM”DEN SÖZ ETTİM. BUYURUN, BAĞLAMI FARKLI AMA, BU DA KOTLER’DAN İKİ PARAGRAF:


Pazarlar, çoğunlukla, işlerin yapılma şekli açısından hiyerarşilerle karşılaştırılır. Pazarlar, her iki tarafı da daha iyi duruma getirecek olan gönüllü anlaşmalara iştirak eden kişileri kapsar. Öte yandan, hiyerarşiler, eylemlerin gerçekleştirilmesi için kendilerinden daha düşük mertebedekilere emirler veren yüksek mertebeli kişilerden oluşur. Pek çok kişi, kendi kendini ayarlayabilen sağlam bir ekonomi inşa etmek için en iyi yolun, hiyerarşilerden ziyade pazarlara güvenmek olduğu görüşündedir. Komut-ve-denetim ekonomileri yürümemiştir.

Pazarlama demokratikleştirici bir güçtür. İstediğiniz bir şeyi elde etmenin yalnızca dört yolu vardır; çalma, borç alma, rica etme veya alışveriş. Alışverişi kullanmak (bir şey almak için bir şey vermek) en ahlaki ve uygun yoldur ve pazarlamanın kalbidir.