10 Ağustos 2006 Perşembe

| Derviş Yunus bu sözi eğri büğrü söyleme!

Bir inanışa göre Yunus Emre’nin üç bin manzumesi vardır. Bunlar bir deftere yazılmıştır. Yunus ölünce bu defter, medrese ulemasından Molla Kasım adlı bir kişinin eline geçer.

Molla Kasım, bir dere kenarına oturup Yunus’un şiirlerini okumaya başlar. Şiirler içinde medrese inancına uygun olmayanları yırtıp yakar. Bin tanesini yaktıktan sonra yorulan Molla Kasım, diğer bin şiiri yine beğenmediği için sayfa sayfa koparıp kenarında oturduğu dereye atar.

Üçüncü bine geçtiğinde ilk şiire gözü takılır. Cennet ve cehennem hakkında medrese inanışları, cahil hocalar ve sahte dervişleri anlatan bir şiirle karşılaşır.

Ben dervişim diyene bin ün edesim gelür
Seğirdüben sesine varup yetesim gelür

Sırat kıldan incedür kılıçdan keskincedür
Varub anun üstüne evler yapasım gelür

Altında gayya vardur içi nar ile pürdür
Varuban ol gölgede biraz yatasım gelür

Od’a gölge dedüğme ta’netmenüz hocalar
Hatırunuz hoş olsun yanub tütesim gelür

Ben günahumca yanam rahmet suyuyla yunam
İki kanad takınam biraz uçasım gelür

Andan Cennet’e varam Cennet’te Hakk’ı görem
Huri ile gılmanı bir bir koçasım gelür

Derviş Yunus bu sözi eğri büğrü söyleme
Seni sigaya çeker bir Molla Kasım gelür

Molla Kasım, bu şiiri okuyunca “Aman Allah’ım! Ben ne yaptım?” diye dövünmeye başlar. Derler ki; yakılan bin şiiri gökte melekler, denize atılan bin şiiri balıklar, Molla Kasım’ın elinde kalan bin şiiri ise insanlar okumaktadır.

KISSADAN HİSSE
Kıssa tek, ama hisse çok olabilir. İsterseniz yorum bölümüne hisselerinizi yazabilirsiniz. Nâma ya da hâmiline!