11 Ocak 2006 Çarşamba

| Eğer “her şey Türkiye için”se, lütfen şu “herşey”i düzeltelim

Türkçe de Türkiye’den sayılacağına göre bu hizmeti bekleriz. Çünkü Türkçe’de “her şey” ayrı yazılır. Üstelik eski TDK, yeni TDK, Dil Derneği, Ali Püsküllüoğlu arasında hangisini dikkate alırsanız alın, ihtilafsız ve tartışmasız bir konudur bu. AKP, herhalde bize yeni bir imla kuralı dikte edecek değildir.


Ayrı mı, birleşik mi yazılacağı karıştırılan birkaç sözcük vardır. Bunları ezberlemeye de hafıza kapasitemiz yeter. “Her şey”, “bir şey”, “bir gün” ayrı yazılır, “bugün”, “herhalde”, “halbuki”, “hiçbir”, “birkaç”, “herhangi”, eğer bir ekip ve timden söz etmiyorsak “birtakım” birleşik yazılır.

AKP’nin 3 Kasım seçimlerinden bu yana kullandığı “herşey Türkiye için !” sloganından söz ediyorum. Atlamaması gerekir ya, haydi bunu reklam ajansı atladı diyelim. İyi de, bu sloganın yazılı olduğu panonun önünde Başbakanımız konuşuyor, Milli Eğitim Bakanımız konuşuyor, Kültür ve Turizm Bakanımız ve daha nice âkil zevât konuşuyor. Onlarca TV kamerası bu yanlışı milyonlarca kişiye, hem de bu yetkililerin zımnî onayıyla gösteriyor. Tam üç yıldır... Bu yanlışı ben yapsam, bu konuda ancak birkaç kişiyi ifsat edebilirim. Ama Türkiye’nin iktidar partisi yaparsa?


Ayrıca, yargı bildiren bir cümle olduğu için, ilk sözcüğün ilk harfi büyük yazılır. Yani “Her şey Türkiye için.” şeklinde... Ancak grafik tasarım, imla kurallarının aksine bazı deformasyonları kaldırır, yani cümlede büyük harf kullanılmayabilir. Ama bunun da kuralı vardır, o zaman “Türkiye” de büyük harfle yazılmaz. Peki, cümlenin sonundaki ünlem neyin nesi? Bu bir nida değil ki. Ünlemin bazan alay etmek için kullanıldığı da olur, ama herhalde burada alaylık bir durum da olamaz. Bir de sözcükle noktalama imi (bu im, soru imi veya ünlem de olsa) arasında hiçbir boşluk bırakılmaz. Sözcüğün harf espasları neyse noktalama imi de ona uyar. Yani, hadi ünlem kullanacaksak “...için !” şeklinde değil, “...için!” şeklinde yazmalıyız. Konumuz imla olduğu için tipografi konularına hiç girmeyelim.

Bu yanlışın devam etmesi AKP’ye oy kaybettirir mi? Bilmem. Benim gibi takılacak bazı reklamcılar, edebiyatçılar, dilciler “Biz konunun uzmanı olduğumuz için bu yanlışı görebiliyoruz, ya AKP anlamadığımız konularda da bizim göremediğimiz, fark edemediğimiz başka vahim yanlışlar yapıyorsa...” kuşkusuna kapılırlarsa belki...

Oy konusunu geçelim tabii ki, biz Türkiye’nin en büyük partisinden, iktidar partisinden her konuda sorumluluk bekleriz. Madem her şey Türkiye için.