2 Kasım 2006 Perşembe

| Bloglar Alemi’nde “ayın bloğu” olmak...

İnternetin İlk Türkçe Blog Dizini Bloglar Alemi, burayı “ayın bloğu” olarak ilan etmiş, tanıtım yazısını da sevgili arkadaşım Zeynep Özata yazmış. Hem Bloglar Alemi’ne hem de Zeynep’e çok teşekkür ediyorum. Mutlu oldum. [FOTOĞRAF: PANSA SUNAVEE, ZAMANIN DEVİNİMİ]


Takdir edilmeyi elbette hepimiz önemseriz, ama bu duyguyu yaşamanıza vesile olacak herhangi bir gelişme olduğunda, bunun, önemsediğinizden de daha önemli olduğunu farkedersiniz. İşinizi başarıyla yaptığınız inancı ile omuzlarınıza binen ilave yükün kaygısı arasında gidip gelseniz de güzel... Gerçekten.

Oluşturmak isteğim fotoğrafın yansımasını Zeynep’in tanıtım yazısında nerdeyse görmüş olmam da benim için ayrı bir sevinç kaynağı oldu.

Ne yani, memleketi kurtaracak şeyler mi yapıyorum burada? Belki de umulmadık taş, baş yarar:) Belli mi olur?

Cesare Pavese, Yaşama Uğraşı’nda şöyle bir laf eder: “En orta malı şey bile, kendimizde ortaya çıktığı zaman, son derece ilginç gelir bize. Bu artık orta malı ve soyut bir şey olmaktan çıkar, gerçeklikle kendi kişiliğimizin şaşırtıcı bir karışımı olur.” Olan biten budur! Bundan payınıza düşen neyse, sizin için de odur.

Sonuçta meslektaşlarla hasbihal, meslekten olmayanlara da yeni ufuklar! Biz başka denizlere açılmıyor muyuz sanıyorsunuz?

Bu diyalog size keyif verdiği ve bir anlam ifade ettiği sürece ben de burada olurum. Ziyaret etmeyi gerektirecek bir şey yok deyip uğramaktan vazgeçerseniz de gideceğimi sanmayın, yine burada olur, içime biraz hüzün ve yalnızlık duygusu otursa da, hazırladığım sofraya tek başıma otururum.

Kapı daima açıktır! “Bir mânîniz yoksa, annemler bu akşam size gelmek istiyor.” diye önden çocuk göndermenize gerek yoktur.