Gördüğünüz gibi, üzerinde bir çift laf etmeden duramayacağım reklam kapanyalarıyla ilgili bir şeyler karalamadan kampanyanın bitmesini bekliyorum. Zaten benimkisi kendi başına bir reklam eleştirisi olmaktan ziyade daha temel konulara hizmet etmek amacını taşıyor.
İş Bankası, geniş bir medya dağılımıyla gerçekleştirdiği son kampanyasında yoklama yaparak hepimize “Burdaaa!” dedirtiyor. Sanırım ses vermeyenler bu sene devamsızlıktan sınıfta kalacak!
Anakronik düzlemden bir üslup, bir başöğretmen, bir ‘big brother’ tavrı, sadece teknik standartları yükseltilmiş bir propaganda yaklaşımı ve sanki bir siyasi parti kampanyası... Banka ortaklarından CHP’nin bu işte parmağı var mı acaba?
Geçenlerde, adını şimdi hatırlamadığım yeni bir sigorta şirketi de lansman filminde bir “sürü” insanı güneşin doğduğu (O güneş ilgili marka oluyor tabii!) yöne doğru kafile kafile yürüterek böyle “toptancı” bir yöntem kullanıyordu. Onun teknik ve artistik puanları hepten sıfırın altında sürünüyordu, ama İş Bankası’nı bu puanlar da kurtaramıyor. Toptancı, yukarıdan, insanları sürü gibi gören bu demode tarzın eskilerde kaldığını düşünüyordum. Tam bir anakronizma yani!..
“Günaydın Türkiye!”, “Güle güle kullan Türkiye!”, “Benim güzel memleketimin güzel insanları...” tarzındaki hitaplardan hiç hazzetmem. Pazarlama ve pazarlama iletişiminin geldiği nokta itibariyle de bu “toplu muamele” tavrını hiç doğru bulmuyorum. Sen kim oluyorsun da milyonlarca “kişilik” sahibi bireyi böylesine toptancı bir tavırla tekil şahsa indirgiyorsun?
İş Bankası, yoklamada gençleri soruyor:
-Türkiye’nin geleceğiiiiiii...
-Burdaaaaa!
Eyvah ki, eyvah! İş Bankası bu işi 19 Mayıs gösterileriyle karıştırmış gibi... Gençleri tanımamak bir yana, bir de onlara “yaranma” makamından sesleniyor, hem de Turkcell sesiyle: “Türkiye’nin geleceğiiiii...”
Gençler de yerdi bu geyikleri!
OKUMA PARÇASI:
Kahramanlaştırma ve Hawthorne Etkisi | Derin Sular