28 Mayıs 2006 Pazar

| Çocuklarıma özgür bir dünya bırakmak, onları esrardan korumaktan daha az önemli değil!

İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün 155 Polis İmdat Servisi’ne gelen bir ihbar üzerine harekete geçen Emniyet yetkilileri, 14 Aralık 2005 tarihinde, http://sozluk.sourstimes.org adresinde ‘esrar’ kelimesi arandığında uyuşturucu maddeleri özendirici bilgilerin olduğunu tespit ediyor. Bunun üzerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü, siteye erişimin engellenmesi için İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi’ne müracaat ediyor. Mahkeme Emniyet’in bu talebini uygun görüyor ve böylece, 6 Ocak 2006 tarih ve 2006/25 müteferrik sayılı karar ile ‘Ekşi Sözlük’e erişim engelleniyor. Ancak bu kararın infazı Türk Telekom tarafından gerçekleştiril(ebil)diği için bundan yalnızca ADSL kullanıcıları etkileniyor.

Durumun öğrenilmesi üzerine, görebildiğim kadarıyla Siyah Kahve, Orta Kantin, Cankatizm, Elma Sözlük, Blog Kardeşliği, Düşle, Medya Eteği, Anafikir, Entelektuel, Alti Üstü Tasarım, Derin Sular, Eylülce, İktisatçı Gözüyle, Zeynep Özata gibi blog ve siteler tarafından gerekli tepkiler veriliyor. Ben de katılıyorum ve iki şeyin birbirine karıştırılmamasını diliyorum; Ekşi Sözlük’ü benimseyip benimsememek ayrı, hukuksuz bir durum karşısında vereceğiniz tepki ayrı bir konudur ve bunun Ekşi Sözlük’le ilgisi yoktur.

1.
Bu kararın yasalara uygun olup olmadığını bilemiyorum. Ancak, bana hukuki görünmediğini söyleyebilirim.
2.
Ekşi Sözlük’ün belki de hayatımda hiç bakmayacağım bir maddesine, “esrar” maddesine göz attım. Bildiğimiz “Ekşi Sözlük” işte!
3.
Selim Yörük’ün dediği gibi, esrar konusu İstanbul Enmniyet Müdürlüğü Narkotik Şubesi’nin sitesinde daha ciddi ve enine boyuna inceleniyor. Özendirir mi? Bilmem!
4.
Konvansiyonel periyodik yayınlara verilen cezalar genelde toplatma veya belli bir süre için yayınına ara verme biçiminde oluyor. Tümden kapatma sanırım epeyce zor. Oysa Ekşi Sözlük için alınan bu karar, eğer gerçekten infaz edilebilme imkanı olsa doğrudan idam kararı hükmünde değil mi?
5.
Bu durumun en azından hukuktaki suç ve cezanın birbirine denk olması ilkesine uymadığını söyleyebiliriz. Oysa pekala, maddenin kaldırılması veya (varsa) zararlı içeriğin silinmesi yönünde kararlar da alınabilirdi.
6.
Eğer verilen ceza hukuki ise, bunun infazı konusunda herhalde tek söz geçirilebilen kurum Türk Telekom. Gerçekten infaz imkanı olmayan bir karar, kararı veren mahkeme ve emniyet birimleri için en azından bir itibar zedelenmesine yol açmaz mı? Yoksa bu karar, yalnızca etrafa gözdağı vermek amacıyla mı verilmiştir?
7.
Başta da söylediğim gibi, bu kararın Ekşi Sözlük’le ilgisi bu kadardır, daha önemlisi bunun yaygınlaşma eğiliminin taşıyıp taşımaması, her önüne gelenin bir site ya da bloğu ihbar edip herhangi bir yerel mahkemenin “Erişimini engelleyin!” diye karar verip vermeyeceği, en özgür platformlar olarak gördüğüm blogların başına içeriğindeki minik bir yorum nedeniyle bile böyle bir kazanın gelip gelmeyeceği konularında bir güvencemiz var mı? Yani bugün ekşisine, yarın tatlısına tuzlusuna...
8.
Bırakın esrar gibi bir uyuşturucuyu, çok kötü bir sigara tiryakisi olmama rağmen sigara ve alkol gibi maddelerin de özendirilmesine karşıyım. Ama çocuklarımıza bizim yaşadığımızdan daha güzel bir dünya bırakmak, bu gibi zararlılardan uzak tutmak yanında onların hak ve özgürlüklerini güvence altına almakla da mümkün olabilir ancak. Ne kötülüğe teslim olmalı ne de özgürlükleri karartmalıyız. Bunun yolu bulunabilir mi? Ararsak belki, aramazsak asla!

O zaman Mehmet Doğan’ı dinleyelim, 1 Haziran’da bloglarımızın ışıklarını söndürelim. Sürekli aydınlık için...