Pazarlama iletişiminin tek konusu elbette yalnızca hijyenik pedler, deterjanlar, bilgisayarlar, makarnalar, dondurulmuş gıdalar, hamburgerler, meşrubatlar, bankalar değildir. Mesela, geçenlerde Türkiye’nin “pazarlanması” bir süre gündemi işgal etmişti. Bunun yanında siyasi pazarlarda da “iletişim”in kuralları geçerlidir. Siyasette de arz ve talep, üretici (siyasetçi) ve tüketici (seçmen), yani bir “pazar” olduğuna göre elbette "pazarlama" ve “pazarlama iletişimi” de olacaktır. Bu nedenle uzun bir süredir seçim kampanyaları da uzmanlar desteğiyle yönetiliyor.
Resmi olmayan sonuçlara göre Filistin seçimlerini bu zamana kadar aynı zamanda silahlı bir örgüt olarak tanıdığımız Hamas kazandı. İktidardaki El-Fetih 43 milletvekilliği elde ederken Hamas 76 milletvekili çıkardı.
İzleyebildiğim kadarıyla bu sonucun arkasında bir “iletişimci”nin çok ciddi katkısı var.
İngiliz The Guardian gazetesinin haberine göre, Hamas’ın yükselişinin arkasında Filistinli Profesör Nashat Aktash’ın çabaları yatıyor. İsrail’e yönelik kanlı intihar saldırıları nedeniyle dünya çapında tepki gören örgüt, imajını düzeltmek için Ramallah’taki Birzeit Üniversitesi’nden Aktash ile anlaştı. Örgüt, ABD’lileri ve Avrupalılar'ı değiştiklerine ve sadece cinayet işleyen, Yahudiler’den nefret eden bir topluluk olmadıklarına ikna edebilmek için akıl hocasına tam 180 bin dolar ödedi. Aktash, “Hamas’ın imaj problemi var. Hamas terörizme veya sivillerin öldürülmesine inanmıyor. İşim bunu anlatmak.” dedi. Üniversitede iletişim dersleri veren ve Hamas üyesi olmadığını belirten Aktash, “Biz ölümü değil, yaşamı seviyoruz.” diyerek örgütü savunuyor.
Prof. Aktash, Hamas’a ne gibi tavsiyelerde bulundu? İsrailliler’den sırf Yahudi oldukları için nefret etmediğinizi sık sık söyleyin, İsrail’i yok etmekten ve şiddetten bahsetmeyin, Filistinliler’in çektiği acılardan söz edin ve insanların öldürülmesini kutlamayın.
Nitekim örgütün, Aktaş’ın bu tavsiyelerini sıkı sıkıya sahiplendiği ve bu yönde bir politika değişikliğine yöneldiği de gözleniyor (muş).
Filistin’in, karışık bir ülke olmasına rağmen karmaşık bir siyasi pazara sahip olmadığını sanıyorum. Nitekim tavsiyelerin son derece basit, halkın sağduyusuna seslenen bir yapıda olduğu görülüyor. Ama o pazarda işe yarayacağı/yaradığı muhakkak.
Hamas’ın bu başarısının ardında “iletişim”in katkısının oranını elbette kestirmek kolay değil. Örgütü başarıya götüren ana etmen izlediği yeni strateji midir, yoksa El-Fetih’in Amerika ve İsrail politikaları karşısında gözle görülür bir başarı elde edememesi midir, bilemiyorum. Büyük ihtimalle her ikisi…
Peki Hamas, acaba çizdiği bu yeni profile uygun politikayı sürdürecek mi? Bu, biraz da Amerika, İsrail ve El-Fetih’in tavırlarına bağlı… Ama Hamas, benimsediği “pazarlama iletişimi” stratejisiyle önemli bir “değer” elde etmiştir. Bence, bunu kaybetmemek için olsa bile “realite”nin yeni “imaj”a ters düşmemesi uğruna elinden geleni yapacaktır.
Her şeyin açık açık “pazar”da belirlenmesi iyi bir şey...
Edit [ 3 ŞUBAT 2006 ]
Son günlerde haber programlarında Hamas liderini görüyorsunuz değil mi? Ne kadar güler yüzlü ve de ne kadar kıravatlı ve takım elbiseli. Şimdi de radikalleşen El-Fetih galiba. Dün Mithat Bereket'in Pusula'sında Hamas'ın reklam filmlerini ve Prof. Nashat Aktash'la yapılmış bir söyleşiyi izledim. Bu arada Hamas'ın seçim sloganı "Şimdi değişimin ve reformun zamanı..."ymış.