15 Aralık 2006 Cuma

| Acaba hangi gazete hangi gazetedir?

Bugün küçük, ama yararlı bir oyun oynayalım diyorum. Aşağıdaki gazete sayfalarını Türkiye’de aynı günde yayımlanmış (14 Aralık 2006, Perşembe) gazetelerden aldım. Ve her bir gazetenin logosunu koparıp bir başka gazeteye yapıştırdım. Yani gazeteler ve logolar birbirine karıştı. Burada görünen logoları kaldırdığımızda altından o gazetenin gerçek logosu çıkacak. Ülkemizdeki günlük gazetelerin ciddi bir kimliksizlik sorunuyla malul olduğuna dikkat çekmek istiyorum tabii... Soru da şu: Aşağıdaki hangi gazete sayfası hangi gazeteye aittir? [FOTOĞRAFLAR: DARREN BRAUN]


Şuna kesinlikle eminim ki, hiçbir gazeteyi yabancılamadınız. Bazı küçük detaylara dikkat ettiğinizde elbette hangi gazetenin hangi gazete olduğunu da bulacaksınız. Soruyu doğru cevapladığınızda bir ödül kazanamayacağınıza göre, bu küçük detaylara dikkat etmeden cevaplayın. Sonuçta kendinizi değil, gazeteleri test ediyorsunuz çünkü!


Hiç şüphe yok ki, bir gazetenin tasarımının öncelikli hedefi, verilmek istenen bilgiyi, haberi ya da mesajı en doğru, en kısa ve en etkili yoldan okuyucusunun algılamasını sağlamaktır.

Bu anlamda tasarımın başarısının en önemli göstergesi, gazetenin tirajı değil sadık okuyucu sayısıdır.

Bir gazetenin tasarımının nasıl olması gerektiği; yayınlandığı ülkenin kültürel özellikleri, siyasi yapısı, gazetenin yayın ilkesi, yayın amacı ve toplumsal davranış alışkanlıkları ile doğrudan ilişkili olmalıdır.

Örneğin Arap alfabesi kullanan ülkelerde yayınlanan gazete tasarımı elbette bu alfabenin özelliklerine göre (sağdan sola ve bize göre arkadan öne doğru) oluşur. Öte yandan Çin’de alfabeye göre bütün kurgu yukarıdan aşağı oluşabilecektir.

Banliyo üzerine kurulmuş kentleşmenin yoğun olduğu Avrupa ülkelerinde otobüs, tren, metro gibi toplu taşıma araçlarında okunma kolaylığı nedeniyle tabloid boy gazeteler yaygın olarak kullanılmaktadır. (Bilindiği üzere bu tarz tasarım denemeleri ülkemizde başarısız olmuşlardır.)

Diğer yandan bir gazetenin sadık okurunun gazetesini okumaya ayırdığı ortalama süre, gazete tasarım stratejisini belirlemede en önemli verilerden biri olarak kabul edilmelidir.

Bugün bizim anladığımız anlamda gazetenin ortaya çıkışı 1622 yılında yayına başlayan The Weekly News olarak kabul edilir. Matbaa teknolojisinin gelişim çizgisi ile gazeteciliğin bugüne gelişi arasında yakın ilişki vardır.

Haberin organizasyonunda, yani kaynağından tüketicisine ulaşma sürecinde özellikle matbaa teknolojisinin gazete tasarımları üzerindeki etkisini izlemek için hem yanıbaşımızdaki Avrupa gazetelerine hem de kendi örneklerimize bakmak doğru olacaktır.

90’lı yıllara kadar (meslekte daha eski olanlar çok iyi hatırlayacaktır) gazetecilik üretim ve basım teknikleri açısından yüzyıllar boyu hemen hemen aynı yöntemlerle yapılmıştır. Bu nedenle Avrupa’da hâlâ o dönemlerden kalma siyah-beyaz gazete geleneğini değiştirmemiş bir çok gazete vardır. Hatta o dönemlerden kalma tasarım alışkanlıkları bile neredeyse çok az değişmiştir.

Bunun temel nedeni gazetecilik ve yayıncılık kültürünün, geleneğinin çok köklü olmasıdır. Elbette bu süreç okuyucunun alışkanlıklarını ve beklentilerinini de oluşturmuştur.

Bilgisayar teknolojisinin hayatımıza girmesi ve masaüstü yayıncılık konusunda ulaşılan son nokta tasarımcılara yepyeni ve olağanüstü imkânlar sağlamıştır.

Buna rağmen yakından bakıldığında görülecektir ki özellikle Avrupa yayın organları geleneksel çizgilerini ve kimliklerini yeniden tasarlama noktasında teknolojinin kendisi kadar aceleci davranmamışlardır.

Ancak bilindiği üzere bahsi geçen Avrupalı kurumsallaşmış yayın organlarının hepsinin kendine özgü bir tasarımı, üslubu ve düzenli okuyucusu vardır.

Bu yayın organlarının kendisi için oluşturduğu görsel kimlik, çağın ve teknolojinin gereklerine aşırılıklardan kaçınılarak özenle adapte edilmiştir.

Bugün Avrupa’da, Amerika’da gazeteler gazeteciliğin içinden gelmeyen, ancak günlük yayın tasarımını kendilerine özel bir uzmanlık alanı olarak seçmiş; alanın akademik, entelektüel ve estetik bilgisine hakim, bu alanda eğitim almış tasarımcılar tarafından tasarlanmaktadır.

Maalesef ülkemizde bu alan grafik tasarımcılar tarafından boş bırakılmıştır. Bu boşluk kendini yetiştirmiş editoryal kökenli tasarımcılar (eski ifadesiyle sayfa sekreterleri) tarafından doldurulmuştur. Çünkü yakından bakıldığında görülecektir ki, gazete tasarımı; alanın asgari gazetecilik bilgisi ve görgüsü edinilmeden tasarlanamaz.

Ancak ülkemizde üretilen gazetelerin tasarımlarından hareketle haberciliğin içinden gelinerek oluşan tasarımcı ekibin ya da onların gelenek ve yöntemleriyle yetişen sayfa sekreteri müessesesinin ortaya koyduğu örneklerdeki temel eksiklikler de hemen göze çarpmaktadır.


Bu yöndeki temel eksiklikler kısaca;

1. Ürün tanımı,
2. Pazarlama stratejileri,
3. Hedef kitle analizine dayalı tasarım stratejileri

şeklinde sıralanabilir.

Çoğunluğu oluşturan gazeteleri tasarımları açısından incelediğimizde gazetenin ismini (logosunu) değiştirdiğimizde ilk bakışta hangi gazete olduğunu anlayamayacak kadar birbirinin benzeri, hatta neredeyse aynı tasarımlara sahip olduklarını görürüz.

Bu sonucun bu pazarda faliyet gösteren ve gerek marka imajı, gerek tiraj ve reklam geliri açısından sektörün lideri durumunda bulunan Hürriyet gazetesinden etkilenilmesinden kaynaklandığı açıktır.

Öte yandan;
1.
Gazete tasarımı üreten sayfa sekreterlerinin, konuyu sosyolojik, estetik, iletişim stratejileri temelinde bir birikimle değerlendirememeleri,
2.
Tasarımı hep “daha çok satan”, “daha itibarlı” gazetelerde çalışırken öğrendikleri tasarım alışkanlıkları üzerinden yapmaları,
3.
Ya da talebin “çok satan falanca gazete gibi olma” noktasında oluşması,
4.
Çoğunlukla da 2’inci ve ve 3’üncü şıkkın her ikisinin birlikte düşünülmesi içerikleri, hedef kitleleri, yayın ilkeleri, yayın amaçlan birbirinden tamamen ayrı olabilen ürünlerin (gazeteler) neredeyse tamamen aynı tasarlanmasına neden olmaktadır.

Gazetenin tirajının yüksek oluşu ve okuyucu profilinin sosyokültürel, sosyodemografik tanımlanmasındaki netlik, reklam gelirleri üzerinde, tasarım ise yayının itibarı ve siyasi etkileme gücü üzerinde doğrudan etkilidir.

Gazete tasarımlarındaki bu aynılaşma yayın ilkeleri ve hedef kitleleri açısından ayrı ayrı kategorize edilmiş ürünlerin hedef kitle bazında birbirine karışmasına neden olmaktadır.

Gerek tasarım, gerekse yayın amacı ve ilkeleri konusunda hedef kitle farklılaşmasını tamamlamış (estetik açıdan başarılı ya da başarısız) gazetelerin daha az kimlik sorunu yaşadıkları ortadadır.

Bu noktada iki örneği kısaca incelemekte yarar var:

Cumhuriyet
Gazetecilik geleneği açısından en eski ve köklü yayınlardan biri olmanın avantajını taşır. Gerek habercilik gerekse tasanm açısından öncülük etme avantajları olmuş, ancak tasarım açısından çağın beklentilerine uyum gösterme noktasında Avrupalı örneklerinin gösterdiği cesareti gösterememiş ya da bu yönde başarılı olamamıştır. Buna rağmen yayın ilkeleri ve tasarım üslubu yönünden tutarlı duruşu ona yakın zamanlara kadar itibarı yüksek bir gazete olma avantajı sağlamıştır. Toplumsal değişime ayak uyduramamasından dolayı hem itibar hem de çok tiraj kaybetmiştir.

Zaman
Misyon gazeteciliğinin önemli örneklerinden biridir. Tasarım açısından yaşadığı sürecin dikkatle incelenmesi gerekir. Siyah-beyaz bir gazeteden bugünkü tasarımına ulaşmada Cumhuriyet gazetesinin başarılı olamadığı süreci oldukça zahmetli, ancak çok cesur ve gayretli bir şekilde aşmayı başarmıştır. Muhafazakar bir cemaat gazetesi olmasına rağmen hem tirajını, hem etki gücünü ve hem de estetik düzeyini yükseltmeyi başarmıştır. Tasarımının özellikleri ve başarısı; hedef kitlesi ve okur alışkanlıkları açısından elbette tartışılabilir, ancak kendini farklılaştırma ve kendi özgün kimliğini oluşturma yönünden iyi bir örnektir. Tasarımın genel ilkelerine uymaya çalışmakla birlikte Türk okur alışkanlıklarını dikkate almak noktasında sorun yaşamaktadır. Ama en azından bir grafik dil ve görsel tavır oluşturmayı başarmıştır.


Aslında gazete tasarımını, genel grafik kuralları dışında düşünmek mümkün değildir. Gazete tasarımı (newspaper design) dendiğinde denge (balance), kontrast (contrast), ritm (rhythm), bütünsellik (unity), uyum (harmony) hedeflerine ulaşmak için bir tasarımcının yapacağı işlerin genel çerçevesi çok temel olarak altı maddede özetlenebilir:

1. Logotype
2. Grafik Elemanların Üretimi
3. Fotoğraf Stratejisi
4. Görsel İletişim Dili
5. Görsel Kimliği Oluşturan Renk Tercihleri
6. Dizayn

Bir gazete görsel kimliği oluştururken dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan biri de günük yayın hızına yetişebilecek özellikleri ve uygulama kolaylıklarını ihmal etmemek, bu nedenle tasarımı esnek bir standardizasyona kavuşturabilmektir.

Gazete tasarımı, markanın en önemli unsurudur; kesinlikle yazıları, fotoğrafları ve diğer elemanları, sektörde oluşmuş klişeler doğrultusunda sayfalara boca etmek demek değildir.

Son söz: Türk gazete tasarımı elbette kendi özgün yolunu bulmalıdır. Ne Zaman gibi Anglo-Sakson havası taşıyan bir “beyaz gazete” özelliği taşımalı, ne de diğerleri gibi birbirini virgülüne ve rengine kadar taklit eden kişiliksizlik numuneleri olmalıdırlar.