12 Nisan 2006 Çarşamba

| “No-name” de bir markadır.

Muhalif, bir ölçüde isyankar, kendinden emin, bağımsızlığına ve özgürlüğüne duyarlı anti-marka hareket ve onun beklentileri de, sonuç itibariyle bambaşka bir “marka değerleri” alanı yaratıyor. Kimi zaman gerilla markalaştırma tekniklerini de kullanarak “no-name” veya “no-brand” ürünler bu talebi karşılıyor. Hatta, örneğin Levi’s gibi ünlü markalar bile bu talebe yönelik olarak etiketsiz pantolon üretebiliyorlar. Bu bakımdan, anti-marka hareketin arkasında yatan felsefe, başarılı farklılaşma noktası ve birçok başka nedenden dolayı “no-name”in de markalar arasında bir “marka” olduğunu düşünüyorum.

Peki, marketlerin özel marka (private label) ürünlerini nereye koymak gerekir? Öncelikle, her ne kadar bugünün araştırma sonuçları arasında görüşümü destekleyen yeterli veri elde edemesem de, özel markaların, bazı emtia (commodity) dışında geleceğini parlak görmediğimi söylemeliyim.

“No-name” bile markadır, ama “private label” üreticiyle perakendecinin ortaklaşa peydah ettiği bir “piç”tir. Cefasını üreticinin çektiği, sefasını perakendecinin sürdüğü...

OKUMA PARÇASI:
Perakendeci ve Grup Markaları | Serdar Öner