Yeni Zelanda’da yaşanan menfur olayı Müslümanlar elbette en yüksek sesle lanetlemelidirler. Fakat başta Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern‘ın başörtüsü takarak terör kurbanlarının yakınlarını ziyareti ve samimi taziyeleri olmak üzere, Almanya’da, İngiltere’de, Hollanda’da katliama, faşizme ve ırkçılığa karşı yapılan gösterilerden Madonna ve Ricky Martin’in protestolarına, İngiltere Riverside Kilisesi cemaatinden bir Hristiyan’ın Bringham Camii’nden çıkan Müslümanlara çiçek dağıtmasından Yeni Zelanda Meclisi’nin katliamdan sonraki ilk oturumunu Kuran tilavetiyle açması, milletvekillerinin Kuran’ı ayakta dinlemesi ve Ardern’in konuşmasına Müslüman selamıyla başlamasına, Yeni Zelandalıların camileri mumlarla donatıp çiçek bahçelerine çevirmelerinden Avustralyalı karikatürist Pat Campbell’in Yeni Zelanda’nın sembollerinden biri olan gümüş eğreltiotunun yapraklarını ibadet eden ve katliamda can veren elli Müslüman’a benzeterek yorumlamasına kadar insanlığın ortak vicdanından yükselen ve ümitlerimizi tazeleyen seslerin olayın ardındaki senaryoyu bile alt üst edebilecek güç ve frekansa sahip olduğunu bilmeli, karşılarında saygıyla eğilmeli ve içten teşekkürlerimizi yine en yüksek sesle her vicdan sahibine ulaştırmalıyız.