24 Temmuz 2007 Salı

| İşte memlekette siyasal iletişimin en temel sorunlarından biri bu: Bir kuru teşekkürü hak etmedik mi yani?

Hep söylenir de, hiç ciddiye alan yoktur; bu memlekette siyasal iletişim, gelir, seçim öncesinin birkaç ayına sıkışır. O hay huy içinde de kimin ne söylediğini anlayana aşk olsun! Bu seçim de dahil olmak üzere, tüm seçim kampanyalarıyla ilgili söyleyeceğim tek bir şey var ki, kampanyalar, görünürlük ve duyulurluk anlamında rakiplerden geri kalmamayı sağlamak dışında çok büyük işlev görmezler.


Bu seçimde de, bir sürü mitingler izledik, gazetelerde çarşaf çarşaf ilanlar gördük, uyduruk hoparlörlerden kötü müzikler dinledik, sokaklarımız pullarla kirlendi, telefonlarla uyarıldık, haber sitelerine bir göz atalım derken yukarıdan aşağı açılan “roll-over”larla engellendik ve duvarlarımız boydan boya reklamlara boyandı. Velhasıl epeyce taciz edildik, ama seçim dönemidir diyerek hoşgördük.

Hadi, koca bir beş yılı boşa geçirdiniz, geldiniz, seçim öncesine dayandınız, canhıraş bir şekilde atağa geçtiniz, bunu anlayalım. Ama, bugün seçim bitti diye, her şey şak diye kesilir mi Allah aşkına? Bu kadar kahır çektik, oy da verdik, bir kuru teşekkürü hak etmedik mi yani? Bugün de gazetelerde kazanan kazanmayan tüm partilerin çarşaf çarşaf teşekkür ilanlarını görmemiz gerekmez miydi? Bu kadar mı çabuk?

Tamam, çok çalıştınız, yoruldunuz, ama iş bitince hemen sırtınızı dönüp uyumanız hiç yakışık almıyor. Hani, nezaketen!

NOTLAR: (1) SEÇİM SONUÇLARI MEMLEKETİMİZ İÇİN HAYIRLI UĞURLU OLSUN. (2) FOTOĞRAFTAKİ AYAKLAR EVİNE KAPANAN BAYKAL’A VEYA HERHANGİ BİR SİYASİYE AİT DEĞİLDİR. FOTOMODEL AYAĞIDIR VE TAMAMEN BİR METAFORDAN İBARETTİR. KİMSE BENİ BELDEN AŞAĞI VURUYORUM DİYE SUÇLAMASIN. SÖYLEYEYİM. (3) BİR DE, SANIYORUM BİRÇOK KİŞİNİN TARHAN ERDEM’E ÖZÜR BORCU VAR, ONU DA HATIRLATAYIM.


Güncelleme [ 29 TEMMUZ 2007 ]

AKP beni utandırdı. Bir haftalık gecikmeyle de olsa çarşaf çarşaf teşekkür ilanları yayınladı. Görmedim, ama mutlaka açık hava uygulamaları da vardır. Yapılanları beğenirsiniz veya beğnemezsiniz, ama şunu kabul edelim ki, şimdiye kadar Türk siyasi iletişim tarihinde pek rastlamadıklarımızı AKP yapıyor. Bir defa, Sevgililer Günü dahil, hiçbir önemli günü atlamadılar ve bu günleri bir fırsat olarak değerlendirdiler. Şimdi de teşekkür ilanları geldi. Kutlamak lazım.


Kutlarız, ama dokundurmadan da geçemeyiz. Huyumuz...
1.
Ben bu “Teşekkürler Türkiye!” ve “Aziz milletim!” gibi hitaplarla insanları bir araya getirip, tekilleştirip onların toplu muameleye tabi tutulmasını doğru bulmam. Anladık, “tek devlet, tek millet” ama, sen bir yana, tekilleştirdiğin koskoca millet bir yana, olmuyor.
2.
Seçimi ezici bir galibiyetle kazanmışsın; artık “ortak sözlük”ten konuşmak gerekmez mi? Toplumun tümüne seslenmesi gereken bir ilanda “ak günler” gibi karşılığı “özel sözlük”te olan bir ifadeye yer vermek doğru mu? Düşman çatlatırcasına...
3.
Ben, metin içinde geçen ve AKP’ye oy vermeyenleri muhatap alan “Müsterih olun!” cümlesini de yakışıksız buldum. Akla kötü kötü şeyler getirip daha fazla kuşku uyandırmıyor mu? Oysa bu mesajın daha sofistike bir yöntemle iletilmesi ve daha ikna edici olması gerekmez miydi?
4.
Allah aşkına bir imla kılavuzuna (hangisine olursa olsun) bakın artık, tam beş yıldır “her şey”i birleşik yazıyorsunuz. Hükümetimizin Milli Eğitim Bakanlığı da okullarında bunun ayrı yazıldığı öğretiyor. Ayrıca “Her şey Türkiye için” sloganındaki tipografik düzenleme (eskisi de, yenisi de) berbat! Hele ay yıldız, kullandığınız karakterle organik olarak bütünleşmiyorsa zorlamaya ne gerek var?
5.
Bu seçim başarısı, şu ampül saçmalığından kurtulmak için bulunmaz bir fırsattır. Madem koskoca parti bulunduğu yerden “toplumsal merkez”e kaydı, amblem de kaysın! “Toplumsal merkez”in en iyi simgesinin ampül olduğu söylenemez herhalde...