İster şehitlerin kanı üzerine aksetmiş ay yıldız, ister “bu şafaklarda yüzen al sancak”, ister bağımsızlık, ister “kaşını çatan nazlı hilal”, ister özgürlük diyelim, ne dersek diyelim, ama bayrağımızın, çok geniş bir ortak paydanın sembolü olduğunu/olması gerektiğini kabul edelim.
Oysa bu bayrak; taraftarından milliyetçisine, ulusalcısından şarkıcısına, tombalacısından kamu görevlisine, gazetecisinden bilmemnecisine kadar ortak paydası lumpenlik olanların kirletilmiş bir sembolüne dönüşmektedir algılarda... Bayrak, elbette onların da bayrağıdır, ama yalnızca onların değildir.
Bu, Hülya Avşar’ın ay-yıldızlı balonları tekmeleme şımarıklığından çok çok daha vahim bir durumdur.
Lumpenliği Marksist terminolojideki karşılığıyla kullanmıyorum, çünkü bizdeki lumpenliğin sınıflar üstü/dışı bir durum olduğunu düşünüyorum. Keşke daha uygun bir tanımlama bulunabilse!