Daha önce bu sütunlarda, Türkiye’de gazete tasarımıyla ilgili bir şeyler yazmıştım. [1, 2] Bu kez de gazetelerin İnternet’teki ‘online’ yüzlerine ve haber sitelerine ışık tutarak, bunları, grafik tasarım perspektifinden irdeleyelim. [RESİMLER: SHOHEI]
Aslında gazete tasarımını, genel grafik kuralları dışında düşünmek mümkün değildir. Gazete tasarımı dendiğinde de grafik tasarımcı; denge, kontrast, ritm, bütünsellik, uyum, oran ve görsel hiyerarşi gibi ilkelere sadık kalmak zorundadır. Gazete tasarımının genel çerçevesi ise çok temel olarak altı maddede özetlenebilir: Logotype, grafik elemanların üretimi, fotoğraf stratejisi, görsel iletişim dili, görsel kimliği oluşturan renk tercihleri ve dizayn...
Bir gazete görsel kimliği oluştururken dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan biri de günük yayın hızına yetişebilecek özellikleri ve uygulama kolaylıklarını ihmal etmemektedir.
Her ne kadar, Türkiye’de gazete tasarımlarının birbirinin kopyası olduğunu söyleyerek eleştirsek de, ortalama bir tasarım görgüsünün oluştuğunu yine de inkar edemeyiz.
Gazete tasarımının işleviyle ilgili temel olarak şunları söyleyebiliriz: Bilgileri düzenler, onları belli bir hiyerarşiye göre derecelendirir, estetik bir görünüm kazandırır ve gazeteyi başka gazetelere göre özgünleştirerek kimlik kazanmasını sağlar.
Gazeteler, ne kadar objektif olduklarını iddia ederlerse etsinler, hiçbir zaman, mutlak anlamda objektif olamazlar. Objektif yazılması beklenen haber metni, bu kritere yaklaşma konusunda epeyce başarılı olabilirse de, iş tasarıma gelince, kantarın topuzu kaymaya başlar. Bu nedenle, gazete kimliğini oluşturan en önemli faktörlerden birinin tasarım olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Mesela haber merkezine düşen yüzlerce haberden gazeteye sığacak kadar olanını seçmek, bu haberleri belli bir hiyerarşiye göre derecelendirmek, haberin fotoğraflarını seçmek, manşet ve sürmanşet haberlerini belirlemek, spotları çıkarmak gibi birçok faaliyet ön tasarım aşamalarını oluştururken, grafik tasarımcının tüm bu malzemeyi belli bir stratejik yaklaşımla sayfaya yerleştirmesi tasarımın nihai aşamasını oluşturur.
Bu konuyu çok uzatmadan şöyle iddialı bir paragrafla meramımı anlatmaya çalışayım: Bayiden aldığınız gazeteyi bir kenarından iki parmağınızın arasına alarak tutun. Parmaklarınız arasında yazı ya da fotoğraf gibi herhangi bir elemanın sıkışmamasına özen gösterin. Sonra yere bir masa örtüsü yayın. Gazeteyi masa örtüsünün üzerine getirerek iyice silkeleyin. Tüm harfler, fotoğraflar, çizelgeler, çizgiler, illüstrasyonlar, karikatürler, rakamlar gibi gazeteyi oluşturan tüm unsurlar masa örtüsünün üzerine dökülsün. Elinizde otuz küsür sayfalık beyaz gazete kağıdı kaldı değil mi? Ve de masa örtüsünün üzerine dökülmüş binlerce malzeme... Şimdi bu malzemeleri ve boş gazete kağıtlarını bir grafik tasarımcıya verin ve kendisinden, haber hiyerarşisini de değiştirmeden, bunlarla bir gazete tasarlamasını isteyin. Şuna kesinlikle emin olabilirsiniz ki, o grafik tasarımcının yarattığı, sizin daha önce elinizde tuttuğunuz gazeteden çok çok farklı bir gazete olacaktır.
Bu örnek bize, gazete tasarımının, kimliği oluşturma noktasında belirleyici bir faktör olduğunu göstermektedir. Yani, bir gazetenin objektiflik iddiası, birçok tasarım aşamasının ardından flulaşmakta, gazetenin zihniyeti, siyasi görüşü, sorunlara yaklaşımı ve öncelikleri grafik tasarımla gün ışığına çıkmaktadır. Bunun dışında, bir gazetenin sayfa tasarımları, okur tarafından, onun iyi mi, kötü mü, ilginç mi, sıkıcı mı, heyecanlı mı, monoton mu, cesur mu, korkak mı, etkili mi ve pasif mi algılandığı noktasında çok önemli bir ölçüt oluşturmaktadır.
Gazete tasarımında önemli hususlardan biri, sayfada bir “görsel etki alanı” yaratmaktır. Fotoğraf, yazı veya haber havuzuyla gerçekleştirilen görsel etki alanı, okurun ilgisini bu alana çekerek, okur algılamasını buradan başlatıp hiyerarşik bir izlekle devam etmesini sağlar. Böylece birçok elemanın yer aldığı geniş bir gazete sayfası, okur tarafından algısal bir klasifikasyona tabi tutulmuş olur.
Bir gazete sayfasında birden fazla görsel etki alanı yaratılabilir. Ancak bunların arasında da bir oran ve hiyerarşi düzeni kurgulanmalıdır. Tabii görsel etki alanlarının sayısı arttığında, artık beklenen sonuç elde edilemez hale gelebilir.
Yazının girişinde gazetelerin İnternet’teki ‘online’ yüzlerine ve haber sitelerine grafik tasarım perspektifinden ışık tutacağımızı söylemiştim.
Elbette, her yeni teknoloji, birçok konuda kendi kısıtlarını dayattığı gibi, sağladığı yeni imkanlarla da önümüze yeni ufuklar açıyor. Mesela, “günlük” gazeteler, İnternet ortamında “anlık” gazetelere dönüşüveriyorlar.
Peki, yukarıda gazete tasarımı için söylediklerimizin acaba ne kadarı bu “anlık “ gazeteler için anlamlı kriterler olabiliyorlar? Haber sitelerini, işlevsel açıdan gazetelerle karşılaştırmak tabii ki mümkündür. Çünkü aynı amaca hizmet ederler. Fakat teknoloji farkının, tasarım açısından da farklılıklar yaratacağını beklemek doğru olacaktır. Yirmi dört saatlik uzun bir ömrü olan statik bir gazetenin tasarım ilkelerinin her an değişen içeriğe sahip haber sitelerine birebir uygulanması mümkün değilse de, çok temel ölçütlerden uzaklaşmak, tasarımdan beklenen işlevlerin bu mecralarda hiç yer almaması anlamına gelecektir. Nitekim, yerli veya yabancı tüm haber siteleri bu durumu bünyesel bir arıza olarak taşımaktadırlar.
Bir haber sitesi, kendisini, haber merkezine düşen yüzlerce haberden gazeteye sığacak kadar olanını seçmek zorunda hissetmemektedir, çünkü yeri çok geniştir. Bu haberleri belli bir hiyerarşiye göre derecelendirmekle yeterince uğraşmamakta, geliş tarihine göre torbaya atmaktadır. Haberin fotoğraflarını seçse de, site yazılımının sınırları doğrultusunda, belki pul kadar kullanmaktadır. Sürmanşet uygulamasına neredeyse hiç başvurulmazken, manşetler de yine çoğunlukla haberlerin geliş sırasına göre yer almaktadır. Grafik tasarımcının tüm bu malzemeyi belli bir stratejik yaklaşımla sayfaya yerleştirmesi diye bir tercihi yoktur, çünkü mesela “asp” tabanlı bir web sitesinin tasarımı baştan bellidir ve hiç değişmemektedir. Yani haber siteleri, eski tabirle tam bir “doldur-boşalt” mekanizması olarak işlemektedir.
Hepimizin bildiği gibi haber siteleri, sadece bir kez tasarlanmakta, yukarıdan aşağı bir hiyerarşiyle, neredeyse haberlerin geliş sırasına göre doldurma ve boşaltma işlemi yapılmaktadır.
Peki sizce, bu sitelerin “görsel etki alanları” ne ölçüde gerçek amacına hizmet ediyor acaba?
Azınlık Raporu (Minority Report) filmini görenler hatırlayacaklardır. Bu bilimkurgu filmde yer alan dijital USA TODAY gazetesi, hem form hem de tasarım olarak tam da bildiğimiz gazete görünümündedir. Elde bildiğimiz gazete gibi tutulup metroda, otobüste, parkta okunabilen, her an güncellenen bu tip gazeteler icat edilecek midir, bilemem. Akla pek uzak görünmüyor. (Nitekim, bu yönde ciddi gelişmeler var: e-Paper.) Ama burada benim dikkatimi çeken, filmdeki bu gazetede temel tasarım ilkelerine uyulmuş olmasıdır.
İnternet haber siteleri veya gazetelerin ‘online’ versiyonları sözünü ettiğimiz tasarım sorunlarını çözebilme beceresini göseterebilecekler midir? Muhakkak bir çözüm bulanacaktır, çünkü bu böye gidemez.
Bayide doğru söyleyenler, bir gün İnternet’te şaşmamanın yolunu da bulacaklardır. Benim bazı çözüm önerilerim var, ama artık başka yazıda...
GRAFİK TASARIM’IN MAYIS 2008 TARİHLİ SAYISINDA YAYIMLANMIŞTIR.
Güncelleme [ 27 EYLÜL 2008]
Eğer konu ilginizi çektiyse, bu yazımın yanında “Gazeteler ölüyor mu?” başlıklı yazımı da okumanızı öneririm.
Bir de Newsweek’ten Daniel McGinn’in “A No-Paper Newspaper” başlıklı yazısı var. McGinn bu yazısında Amazon’un elektronik kitap okuyucusu Kindle’dan ve bu alet üzerinden yayın yapan gazetelerden söz ediyor. Ona göre, evet, Kindle üzerinden kitap okumak iyi, ama gazete okumaya kalkmak hayal kırıklığı yaratıyor. Bunun nedenini ise, görsel zaaflar yanında, aletin, okurun “haber seçimi” yapmasına imkan vermemesine bağlıyor. Ben ise meseleye editör tarafından bakmıştım. Şu var ki, ister okur tarafından ister editör tarafından bakalım, sonuç, gelip “görsel hiyerarşi” konusuna dayanıyor. Ancak, McGinn’in yazısından şunu anlıyoruz ki, editörün yönlendirmeleri yanında, okur da gazeteyi kendince bir hiyerarşiye tâbi tutuyor, hatta kimi haberleri eliyor. Her iki tarafın tutumuna da imkan veren şey ise, klasik gazete tasarımı oluyor.
McGinn’in daha spesifik bir ürün olan Kindle için yaptığı eleştirinin benzerini, ben, yukarıdaki yazıda İnternet gazeteciliği için yapıyorum.
Türkiye’den bir haber sitesi de bu yazıyla ilgilenmiş ve “İşte 2015’lerin gazetesi” diyerek haber yapmış. Buradaki çeviriden bir pasaj aktarayım: “Ancak en büyük problem, e-kitapların ‘lineer okuma’ da, yani bir kitapta olduğu gibi uzun sayfalardan oluşan bir metnin okunmasında işe yarıyor olması, ancak gazete okumayı dünyanın en büyük zevklerinden biri haline büfeden yemek seçer gibi bakınma davranışı söz konusu olunca çok işe yaramaması. Okuyucuları belki aslında okumadan geçecekleri bir haberi göz atmaya davet eden iyi tasarlanmış sayfalar sunmak yerine, günümüz e-kitapları sadece başlıkları ya da makalelerin üst kısımlarını listeliyor. Bu da neyin okunmaya değeceğine karar vermeyi güçleştiriyor. Sonuç olarak, bazı uzmanlar Amazon'un ürünün pazardaki ilk 13 ayında yarım milyon Kindle satılacağını öngörmesine rağmen, şu ana kadar satın alan kişilerinse yalnızca birkaç bin tanesinin cihazı şimdiye kadar gazete okumak için kullandığını tahmin ediyor.”
Azınlık Raporu (Minority Report) filminde yer alan dijital USA TODAY gazetesi ise, yukarıda söylediğim gibi hem form hem de tasarım olarak tam da bildiğimiz gazete görünümünde... Bildiğimiz gazeteye göre temel işlevsel farkı, her an içeriğinin değişmesi... (Yukarıdaki iki karede görüldüğü gibi...) Tasarım ise, hem editörün “görsel hiyerarşi”yi kurgulamasına hem de okurun ister bu hiyerarşiye isterse kendi kafasına uygun olarak “seçim” yapabilmesine imkan sağlıyor.
Ancak, her an içeriği değişen bu gazeteyi başımız dönmeden nasıl takip ederiz, orasını bilemem.
Güncelleme [ 4 ARALIK 2008]
Düğümküme’den güzel bir yazı: “Gazete ve Dergi Sitelerinin Yapması Gereken 10 Şey”