6 Ekim 2008 Pazartesi

| “Sen ne söylersen söyle, söylediğin, karşındakinin anladığı kadardır!”

Mevlana Celaleddin-i Rûmî “Sen ne söylersen söyle, söylediğin, karşındakinin anladığı kadardır.” der. Bu sözün farklı bir versiyonunu da duymuştum: “Sen ne söylersen söyle, bildiğin, karşındakinin anladığı kadardır.” [FOTOGRAF: ALP ESİN]


Birbirine benzeyen bu iki söz arasında, vardıkları nokta açısından önemli bir fark var. Birincisi, karşındakinin anlama kapasitesinin düşüklüğü nedeniyle boşa çene yormuş olduğunu söylerken, ikincisi, böyle bir durumda senin bilginle karşındakinin bilgisinin eşitlendiğine işaret ediyor. Yani, sende fazla bir şey varsa da yok hükmünde kalıyor.

Yine Mevlana’nın benzer bir vecizesini bir ara not etmişim: “Senin marifetin karşındakinin aklı nispetindedir.” Sözün kaynağını bilmiyorum, ama eğer çevirilerde hata yoksa, Mevlana yüzyıllar ötesinden diyor ki: “Eğer karşındakinin aklı ne kadar eriyorsa, yaptıklarının hükmü de o kadardır.” Bu söz de, beceri ve uzmanlığımızın düzeyini karşımızdakinin belirlediğini ifade etmiş oluyor.

Öyleyse, ya bizi anlayan, marifetimize iltifat eden birilerini bulacağız ya da susup oturacağız.

Üçüncü bir yol yok mudur?