30 Eylül 2011 Cuma

| Baba bana logo al!

İlkokul çağlarından hatırlarsınız, yeni öğrendiğimiz bir sözcüğü gerçekten kavramsal olarak öğrenmiş miyiz diye öğretmenlerimiz cümle içinde kullandırırlardı bize. Cümle içinde sözcük kullanmanın en zahmetsiz yolu ise “Ben bugün bir gemi gördüm.” ya da “Babam bana gemi aldı.” şeklindeki kalıp cümlelerdi. İzlemiş olabilirsiniz, Cem Yılmaz bu kalıplardan birini “Babamın kondansatörü var!” cümlesiyle zirveye çıkarmıştı.


Ya cümle içinde logo kullanımına ne dersiniz? İşte bu olmaz. Logo cümle içinde değil, cümle dışında kullanılmalıdır.

Sözde bir zeka parıltısı, bir espri, bir grafiker marifeti sayılan ya da markayı ısrarla vurgulamaya yaradığı düşünülen cümle içinde logo kullanımı eski zamanlarda daha çok başvurulan bir şeydi. Şimdilerde reklam enstrümanlarında epeyce azaldıysa da dergi ve gazetelerde hâlâ göze çarpıyor.

Peki, neden yanlış? Çünkü logo, içinde dil kodunu barındırıyor olsa bile temel olarak görsel bir kodlamadır. Dil sistemi içinde yer alması gereken şey marka ismidir. Marka ismi ise bir metni hangi yazı karakteriyle ve kaç puntoda yazıyorsak o şekilde yazılmalıdır. Markamızın dile ve metin yazım kurallarına aykırı bir görüntü arz etmesindense dile ait bir unsur olarak görülmesi ve algılanması çok daha değerlidir.

Sonuç itibariyle yazının dile ait “görsel” bir araç olması “görsel kod” olan logoyu onun içine sokmamızı gerektirmez. Bu, konuşurken markayı –varsa– melodisiyle seslendirmeye benzer. Ya da marka ismini telaffuz etmek yerine ağzımızın kenarlarından logo hologramları fışkırtmaya...