Ses ve görüntü taşıyan uydular ve kablolar, icat edildiklerinden bu yana
belki de ilk kez dünyanın bir ucundan tüm dünyaya bu denli güçlü bir
frekansla iyilik yaymayı başardılar.
Yeni Zelanda halkı Başbakan Jacinda
Ardern’in “We are one.” çağrısı sonucunda başörtüsü, “Headscarf for
Harmony” sloganı altında barışın, birlikte yaşamanın, terör, nefret ve
ırkçılık karşıtlığının simgesi oldu. Cuma günü Yeni Zelanda halkı
Müslümanlara desteğe koştu.
Başta başbakan olmak üzere kadın
politikacılar, polisler, sanatçılar, haber spikerleri, öğrenciler,
hatta çocuklar taktıkları başörtülerle teröre, nefrete ve düşmanlığa
isyan etti. Bu o kadar büyük bir saygı ve merhamet hareketi oldu ki ki,
Yeni Zelanda, binlerce kilometre öteden Hristiyan olmakla Haçlı olmayı
birbirinden ayırdı, Müslümanların, hatta tüm dünyanın sevgisini kazandı.
Daha ötesi nefret söylemlerinin, faşizmin ve ırkçılığın dünyanın her
köşesinden fışkırdığı, kötülük ve umutsuzluk tohumlarının ekildiği şu
günlerde Yeni Zelanda’dan umut aşıları yayıldı her yana.
Bu duyarlılığa
insanlık adına ne kadar teşekkür etsek azdır.