Varlığın düşünceden önce geldiği, düşünen bir özne olsa da olmasa da varlığın var olduğu ve bu durumun düşünceden bağımsız olduğu kabul edilir. Bu görüşe göre dış dünya kendi başına vardır, bizim onu algılamamamız onun varlığını ortadan kaldırmaz. Ayrıca biz, nesnel dış dünyayı düşünce ve duygularımızla değiştiremeyiz.
Bunun yanında, bizim için de zihinsel gerçekliklerimizden başkası yoktur. Kendi zihinsel gerçekliğimizi değiştirebiliriz, fakat eskisinin yerine koyduğumuz yenisi de yine kendi zihinsel gerçekliğimizdir, daha ötesi değil.
Yani hep algı, hep algı.