Fransa’da ilk ve orta öğretimde başörtüsü yasağının tartışıldığı günlerde bu yasağa karşı çıkan iki eski tüfek sosyalist milletvekili ilginç bir protestoya imza atmışlardı. Basında yer alan fotoğraflarından milletvekili amcaların yetmişli yaşlarında oldukları anlaşılıyordu. Milletvekilleri, yasak yasası Fransa parlamentosunda oylanacağı günlerde başlarına eşarp takıp oylamaya katılmışlardı.
Evet, yetmiş yaşlarında iki erkek milletvekilinin eşarplı görüntüleri bir hayli komikti, ama gördüğünüz gibi bugün dahi hafızamdan silinmediğine göre ortaya koydukları performansın klasik protesto yöntemlerine göre hayli etkili olduğu ortada. Yani “kahrolsun filanca” demenin bir görüş beyan etme ötesinde ve yandaşlara mesaj iletme dışında pek bir etkisi olduğu söylenemez. Oysa protesto, ortadakilerin kalp ve beyinlerine işlemeli, sergilediği zekayla da karşıtlarına parmaklarını yedirtebilmeli.
Geçenlerde AB Bakanı Egemen Bağış, yumurtalı bir protestoya uğradı. Evet, bunda bir zeka yok, hatta yumurta saldırılarının biraz cılkı da çıkmış durumda, fakat devamındaki karşılıklı mesajlaşmalar fena değildi.
Bağış’a Ege Üniversitesi’nde yumurta atan ve hakkında dava açılıp tutuksuz yargılanan öğrencilerden on dokuz yaşındaki Esin Çalışkan “Kötü espriler yaptığı için proteine ihtiyacı var deyip iki yumurtayı onunla paylaştık. Keşke onlar da cop ve bibergazı yerine bize yumurta atsalar.” demiş. Öğrencinin kötü espri dediği Bağış’ın Twitter’da paylaştığı “Geçen gün kamyon sürdüm, Leonardo Da Vinci” türünden şeyler olsa gerek.
Bakan, bu yumurtalı protesto üzerine bir dahaki sefer sucuk da atmalarını istemiş öğrencilerden. Bu da güzel. Öğrenci yine cevabı yapıştırmış: “Harçları indirirlerse bir dahakine sucuklu yumurta atarız.”
Atışma böyle güzel güzel giderken Bağış’ın şu lafı her şeyi bozmuş maalesef: “O saldırıyı gerçekleştiren genç kardeşlerime kızmıyorum, acıyorum. Onları tetikçi gibi kullananların piyonu oldukları için acıyorum.”
Olmamış Sayın Bakanım, sizden daha esprili bir final cümlesi beklerdik.